Ağrı’nın her geçen gün büyüyen sorunlarına artık kulak tıkanamaz hâle geldi. Seçim döneminde “yeni yollar, modern şehir” vaadiyle yola çıkan mevcut belediye başkanı, bugün şehri yamalı asfaltlarla, çökük kaldırımlarla ve tamamlanmamış projelerle baş başa bıraktı.

Evet, asfalt döküldü. Ama bu asfaltlar, birkaç hafta içinde çökmeye, çatlamaya ve sökülmeye başladı. Göz boyamak için yapılan bu çalışmalar, kalıcı bir çözüm değil, geçici bir makyajdan ibaretti. Özellikle şehrin can damarı olan Cumhuriyet Caddesi, her gün biraz daha çöken zeminiyle ve kazılıp bırakılan kaldırımlarıyla içler acısı bir halde. Ağrı’nın vitrini olması gereken bu cadde, şu anda belediyecilikte nasıl sınıfta kalındığının adeta simgesi hâline geldi.

Bozuk yolların yanı sıra otopark sorunu da artık çığ gibi büyümüş durumda. Şehir merkezinde araç park etmek neredeyse imkânsız. Plansız yapılaşma ve yeterli otopark alanlarının yapılmaması, her köşede çift sıra parkları, tıkanan trafiği ve vatandaşın çileye dönen günlük yaşamını beraberinde getiriyor. Alışverişe çıkan vatandaş da, işine yetişmeye çalışan memur da, servis çeken esnaf da aynı dertten muzdarip: Araç koyacak bir yer yok!

Bir diğer sorun da bozuk servis araçları. Özellikle bazı belediye destekli ulaşım araçlarının bakımının yeterince yapılmadığı, hem çocuklarımızın hem de vatandaşların güvenliğini tehlikeye attığı artık gizlenemez bir gerçek. Soğuk kış günlerinde yolda kalan servisler, arıza nedeniyle aksayan seferler ve denetimsiz ulaşım sistemi; şehirde ciddi bir ulaşım krizine işaret ediyor.

Tüm bunlara rağmen belediye yönetimi, sanki bu sorunlar yokmuş gibi, “göstermelik” işler yapmaya devam ediyor. Birkaç ağaç dikmekle, birkaç duvara boya sürmekle şehir gelişmiyor. Dikilen fidanlar bile ya kuruyor ya da yanlış bakım yüzünden tutmuyor. Doğa sevgisi lafla olmaz, uygulamada samimiyet ister.

Biten köprünün neden bir türlü açılmadığını, neden her projenin yarım kaldığını soranlara ise hâlâ net bir yanıt verilemiyor. Halk, yapılmış gibi gösterilen ama gerçekte tamamlanmamış projelerle avutuluyor.

Ağrı halkı artık sabır değil, hizmet bekliyor. Gerçek belediyecilik, sadece seçim zamanı mikrofon arkasından vaat vermekle değil; görev süresi boyunca her gün sahada çalışmakla olur. Bu şehir, gösteriş için değil, gerçek hizmet için yönetilmeyi hak ediyor.

Çok net konuşmak gerekiyor:

Etnisite siyasetiyle bu şehir yönetilemez.

Kimsenin kimliğine, kökenine bir sözümüz yok. Ama bu şehir artık kimlikler üzerinden değil, hizmet üzerinden konuşmak istiyor. Çünkü halkın ihtiyacı etnik vurgularla bezenmiş süslü cümleler değil, çökük yolların tamiri, güvenli ulaşım, temiz sokaklar ve yaşanabilir bir şehir.

Artık kör değiliz. Görüyoruz. Ve talebimiz net: Hizmet istiyoruz!