AK Parti 23. Dönem Ağrı Milletvekili Mehmet Hanifi Alır, Kürt sorununun tarihî ve sosyolojik nedenleri, doğurduğu sonuçlar ve bugüne kadar geliştirilen çözüm arayışlarına ilişkin görüşlerini içeren çalışmasını TBMM Başkanlığı ile AK Parti Genel Merkezine sunduğunu açıkladı. Aralık 2025 tarihli rapor, “Cumhuriyetin Redd-i Miras Politikası ve Kürt Meselesi: Tarihsel İttifaktan Demokratik Açılıma” başlığını taşıyor.
Alır raporunda, Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan ortak iradeye vurgu yaparak 1921 Anayasası’nı “ortak mutabakat belgesi” olarak değerlendirirken, 1924 Anayasası ile birlikte “redd-i miras” anlayışının benimsendiğini savundu. Bu yaklaşımın tarih, dil ve inanç alanlarında kopuşlar ürettiğini belirten Alır, söz konusu kopuşların toplumsal bütünleşmeyi zayıflattığını ifade etti.
Raporun önemli bölümlerinden birinde Alır, Türkler ve Kürtler arasındaki bin yıllık ortak tarih ve ittifak örneklerine dikkat çekerek, bu mirasın görünmez kılınmasının sorunu derinleştirdiğini ileri sürdü. Çalışmada; Malazgirt’ten Osmanlı dönemine, reform süreçlerinden Kurtuluş Savaşı yıllarına kadar uzanan tarihsel hat üzerinden “ortak kader” vurgusu öne çıkarıldı.
Alır, asimilasyon, inkâr ve yasakların uzun yıllar sürdüğünü; bunun da can kaybı, ekonomik maliyet, göç, köy boşaltmaları ve toplumsal güvensizlik gibi ağır sonuçlar doğurduğunu dile getirdi. Raporda, geçmişte izlenen sert güvenlikçi politikaların ters etki ürettiği, sorunun yalnızca güvenlik başlığıyla değil kimlik ve sosyoloji boyutlarıyla da ele alınması gerektiği görüşü yer aldı.
Mehmet Hanifi Alır, güncel sürece ilişkin değerlendirmesinde “Terörsüz Türkiye” kavramının kamuoyu iknası açısından kullanılsa da sosyolojik olarak eksik kalabileceğini belirterek, sürecin “Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında demokratikleşme ve büyüme paradigması” olarak okunması gerektiğini savundu. Raporda ayrıca, çözüm için ortak tarih ve değerler zemininde toplumsal hazırlığın güçlendirilmesi, kültürel haklar ve eşitlik tartışmalarının somutlaştırılması gerektiği; bunun da Meclis merkezli, geniş katılımlı bir yaklaşımla ilerletilmesinin önem taşıdığı ifade edildi.




