Prof.Dr. Numan KURTULMUŞ TBMM Başkanı olmakla beraber, aynı zamanda yeni kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"nun da başkanıdır.
Bu komisyona İyi Parti hariç, diğer partiler üye verdiler ve bu komisyon 51 kişiden oluşuyor.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyona ilişkin, "Bu komisyon, sadece oradaki 51 üyenin değil; bütün partilerin siyasi kadrolarının ortak iradesiyle oluşmuş bir komisyondur." diyerek toplumsal uzlaşmaya vurgu yapmıştır.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Diyarbakır'da gerçekleşen Dicle Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Programına katılarak yaptığı konuşmada, sözlerini Kürtçe bir atasözü ile bitirdi.
Peki, neydi o söz?
Kurtulmuş, Kürtçe "Birlik olalım gönül gönüle, el ele barış aramızda hüküm sürsün" anlamına gelen "Bi hevra bıbın dıl bı dıl, dest bı dest; aşıtî lı nav mera best" ifadelerini kullandı.
İşte ne olduysa, bu anlamlı üç-beş kelimeden sonra oldu. İyi partililerle Zafer Partililer neredeyse Numan Kurtuluş'u hain ilan edecekler.
Onlara göre Kürtçe'nin adı "bilinmeyen dil"dir. Bu gün Türkiye'de bu dili bilen ve kullanan 20 Milyon insan var.
İngilizce, Almanca ve Fransızce konuşulduğu zaman ağzınızın suyu akıyor ve milliyetçilik aklınıza gelmiyor da, Kürtçe söz konusu olduğunda mı milliyetçilik damarınız kabarıyor? Anlamak mümkün değil.
Bakınız Mevla'mız Kerim Kitabında ne buyuruyor.
وَمِنْ اٰيَاتِه۪ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَاَلْوَانِكُمْۜ اِنَّ
ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِلْعَالِم۪ينَ
روم:22
"Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin ayrı ayrı (değişik) olması, O'nun (Allah'ın) ayetlerindendir.
Doğrusu bunda, bilenler için dersler vardır"
Rum: 22
Hangi lisan olursa olsun, "lisan"a düşmanlık Allah'ın ayetlerine düşmanlıktır.
Irki taasubun girdabından bir türlü kurtulamayanların toplumsal barışa katkı sunmaları ve sadr-e şifa olmaları beklenemez.
Irkçılık bir fikir değil; patolojik bir durumdur.Tedavisi de yoktur.
Bakınız Peygamberimiz Hz. Muhammed ırkçılık belası hakkında ne buyuruyor?
حديث شريف: من مات علي عصبيته فليس منا
"Her kim ki ırkçılık yapa yapa ölürse bizden değildir" buyurarak ırkçılığın ifsadına vurgu yapmıştır.
Üstünlük; ırk, soy-sop ve nesepte değil; takvadadır.
Sağcılık ve solculuk Kur'an-i referansa dayanmayıp ABD veya AB faşizan sağcılığına dayanıyorsa, onun kominizmden hiç bir farkı olmaz. Hatta daha tehlikelidir.
Bakınız,
Her peygamber ait olduğu toplumun diliyle vahyi tebliğ etmiştir.
Mesela, Hz.İsa Aramice konuşmuş ve vahyi (İncil'i) kendi toplumuna bu dille tebliğ etmiş.
Mesela, Hz. Musa İbranice vahyi (Tevrat'ı) İbranice kendi kavmine tebliğ etmiştir.
Mesela, Hz. Davut da İbranice vahyi (Zebur'u) tebliğ etmiş.
Keza, Hz.Muhamned de Arapça olan vahyi (Kur'an-ı) Arapça tebliğ etmiş kendi ümmetine.
Neymiş?
Demek ki, bilinmeyen lisan ucubesi bir safsatadan ibarettir. Hiç bir dilin kutsiyeti olmayacağı gibi; hiç bir dilin de lanetlik olduğu söylenemez.
Türk denilince tüyleri diken diken olan Kürt'ten; Kürt denilince tüyleri diken diken olan Türk'ten ülkeye ve insanlığa zerre kadar faydası olamaz.
Ezcümle, ırkçılık belasına müptela olanlar, eğer Müslüman iseler, tecdid-i iman yapmaları kendilerinin hayrınadır.
