Sivil toplum örgütlerinin varlığı ve çokluğu ülkenin gelişmişliğinin alametidir.

Başarılı sivil toplum örgütü başkanları da bir kaç yıl görevlerini idame ettirmeleri makul olup toplum tarafından da hoş karşılanıyor.

Lakin ülkemizde bazı sivil toplum örgütleri başkanları var ki, kırk yılı aşkın sürede 404 yapıştırıcı gibi koltuklarına yapışıyorlar yenilenmeye bir türlü yol vermiyorlar.

Kendi manyetik alanındaki bir avuç üyeyi koruyup yeni üye kayıt etmeden saltanatlarına devam ediyorlar.

Hani üstün başarıları olsa, temsil ettikleri kuruma artı katma değer katsalar, dersiniz ki, "Dağlar taşlar adamı istiyor ve adam temsil ettiği kurumu aritmetik değil; geometrik büyütüyor, o yüzden vazgeçilmez oluyor." Baktığınızda böyle bir şey de yok.

Devlet memurluğunda feriştah da olsa 65 yaşını doldurduğunda kapı dışarı ediliyorken, siyaset mekanizmasında, hele ki sivil toplumda bu hassasiyeti görmek mümkün değil.

Tabi, siyasette bu tür pir-i fanileri görmeye alışığız.

Merhum Necmettin ERBAKAN, Süleyman DEMİREL, Bülent ECEVİT ve Alpaslan TÜRKEŞ, yaşları kemale erdiği halde koltuklarını koruduklarına şahit olduk.

Her biri kendi partisi içerisinde neredeyse layüs'el kabul edilen ve partilileri tarafından sevilen liderlerdi.

Tabi, bu durum sadece ülkemize has bir durum değil. ABD gibi dev bir ülke, liderlik konusunda her biri 80 yaşındaki neredeyse aklen malül iki insanın kıskacında.

Tekrar bize gelirsek;

Bizdeki dörtlü liderlerin karizmatik duruşları sebebiyle partilerinin başında kalma sürdürebilirliği vardı ve tabanları kendilerini tutuyordu. Karizmatik lider olmayı başaramayanlar da, zaten kısa sürede siyaset sahnesinden silinip gittiler....

Kim gibi?

Necdet CALP gibi, Mesut YILMAZ gibi, Tansu ÇİLLER gibi, Yıldırım AKBULUT gibi, Altan ÖYMEN gibi, Murat KARAYALÇIN gibi, Aykut EDİBALİ gibi, Erdal İNÖNÜ gibi ve Hikmet ÇETİN gibi, vs. vs...

Evet, yine gelelim ana konumuza:

Sosyal medyadaki hesabımda da paylaştım. Koltuğa çakılı başkanlardan bir tanesi de TESK Başkanı Bendevi PALANDÖKEN.

Hazret, 1978 yılında kurduğu Ankara Bakkallar Bayiler Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatifi’nin Başkanlık görevini halen yürütüyor.

Azerbaycan Çalışma Grubu, Iğdır’da vatandaş başvurusu alacak!
Azerbaycan Çalışma Grubu, Iğdır’da vatandaş başvurusu alacak!
İçeriği Görüntüle

1984 yılında Türkiye Bakkallar ve Bayiler Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmesinin ardından Başkanvekilliği görevinde bulunmuş, 1990 yılında yapılan genel kurulda TESK Türkiye Esnaf Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığına seçilmiş ve bu görevini de halen devam ettirmektedir.

O kadar çok bakkalların hak ve hukukunu korudu ki, anlatamam(!)

40 yıldır bakkalların hakkını savunmaya devam ediyor, hükûmetlere ayar vermeye çalışıyor. Ortada bakkal kalmadı ve o hala başarılı başkan!

Doğrusu, maharetini, bilgisini, becerisini ve eğitimini merak ediyorum.

İroni olacak belki ama, bu zat-i muhterem, muhtemelen Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunudur.

Peki kimdir Bendevi PALANDÖKEN?

1949 yılında Malatya’da dünyaya gelen Bendevi PALANDÖKEN, henüz 13 yaşındayken 1962 yılında Ankara’nın Cebeci semtinde bakkal olarak başladığı meslek hayatını, halen aynı dükkânda devam ettirmektedir.

1965 yılında Denetim Kurulu üyeliğine seçildiği Ankara Bakkallar ve Bayiler Derneği’nde 1978-1984 yılları arasında Başkanvekilliği görevini yapan, 1984 yılında Dernek Başkanlığına seçilen Palandöken, bu tarihten günümüze kadar düzenlenen tüm genel kurullarda, genel kurul üyelerinin güvenoyunu alarak Ankara Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanlığı görevini 75 yaşına rağmen halen sürdürmektedir.

Değerli dostlar, kendilerini tanımam etmem. Herhangi bir alıp veremediğim bir şey de yoktur. Özünde çok iyi bir insan, yardımsever, sevecen vs. olabilir. İtirazım olmadığı gibi saygı duyarım. Manevi hükm-ü şahsiyetine bir diyeceğim de yoktur.

Lakin kendimi bildim bileli bu zat, malum görevlerin başında ve ilginç olan da, (ne kadar doğrudur bilemem ama) 200.000₺ civarında maaş aldığı söyleniyor.

Peki bu astronomik maaş nereden ödeniyor, nasıl kazanılıyor? O da soru işareti.

Yahu, bu ülkeyi idare eden cumhurbaşkanının maaşı bile o kadar değilken, nasıl oluyor da bir STK başkanı bu kadar maaş alabiliyor? Üstelik temsil ettiği kurumların pejmürde hali de ortadayken.

İki gün önce ekranlara çıkıp arz-ı endam edince, "hala mı bu adam?" diyesim geldi ve bu makaleyi kaleme alma ihtiyacını hissettim.

Ezcümle, hükûmet bu konuya bir çeki düzen vermeli, gereken yasal düzenlemeyi yapmalıdır. Örneğin, üç dönem kuralı gibi bir kural getirebilir.