Hatırlarsanız, 23 Mayıs 2003 tarihli Cumhuriyet'in manşetinde yer alan, "Genç Subaylar Rahatsız" kışkırtıcı haberi üzerine o zaman da Sayın Recep Tayyip Erdoğan "Gerginlik yaratmaya çalışanlar var" şeklinde yorumlamıştı ve tepki göstermişti.

Zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün 26 Mayıs 2003 günü yapacağı toplantıda yorumlanması beklenen genç subayların Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarından ve bu iktidarın icraatlarından rahatsız oldukları yolunda haber ve bu haberin yarattığı gergin durum, uzun süre ülkenin gündemini meşgul etmişti.

Şimdi buna benzer operasyonel provalar kılıçlar çekilerek "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" naralarıyla yine nüksetti.

Sayın Cumhurbaşkanının huzurunda okunan yemin metni neydi?

İşte size o metin:

“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağı'nın şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim.”

Evet, Kara Harp Okulu’nun olaylı mezuniyet töreninin resmi kısmında dönem birincisi Ebru Eroğlu, mezun 970 teğmene Cumhurbaşkanı’nın önünde bu andı okutmuştu.

Bir saat sonra yine aynı dönem birincisi, Cumhurbaşkanı’nın ve resmi protokolün tören alanından ayrılmasından sonra, törenin yapıldığı sahanın ortasında toplanan, kılıçlarını birbirine çatan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atan 300-400 teğmene şu andı okuttu:

“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız, şerefimizle öleceğiz. Ne mutlu Türküm diyene!”

Bu son ant resmi bir metin değil. İddialara göre yazarı eski bir Özel Kuvvetler Komutanı.

Yavuz Donat’ın Kaleminden... Can Azerbaycan
Yavuz Donat’ın Kaleminden... Can Azerbaycan
İçeriği Görüntüle

1990’larda, belki de 80’lerde bu ant Harp Okulları’nın mezuniyet törenlerinin resmi tören kısmında dönem birincisi tarafından mezun teğmenlere okutuluyordu.

İlk ne zaman okunmaya başlandı o da muamma.

2000’li yılların ortalarında asker-AK Parti krizi yükselirken her harp okulu mezuniyet töreninde, genç teğmenlerin Erdoğan, Gül gibi AK Partili isimlerin de katıldığı törenlerde bu andı okuması “mesaj”, “laikliğe bağlılık” yemini olarak haber olurdu.

Bu gayri resmi andın, resmi anda göre fazlasıyla siyasi, saldırgan ve kışkırtıcı olduğu açık.

Değerli dostlar, ordu bizim ordumuz. Asker bizim askerimiz ve görev ve yetkileri yasalarla belirlenmiştir.

Peki askerin görevi nedir?

Asker; orduda görevli, erden mareşale kadar rütbeye sahip kişi.

Askerlik yükümlülüğü altına giren şahıslar (erbaş ve er) ile özel yasalarla silahlı kuvvetlere katılan ve resmî bir kıyafet taşıyan kişilerdir.

Askerlerin aslî görevi ülkelerinin topraklarını iç ve dış tehditlere karşı savunmaktır.

Neymiş?

Demek ki askerin asli görevi: ülkenin topraklarını iç ve dış tehditlere karşı savunmakmış; durumdan vazife çıkararak idarecilere, siyasilere ve hele ki başkomutana gözdağı ve yanaşık düzen eğitimi vermek ya da format atmak değilmiş.

Bu millet, gerek 28 Şubat sürecinde ve gerekse 15 Temmuz'da balans ayarcılarına ve "yurtta sulh" nutuklarıyla fitne tohumu ekenlere gereken cevabı vermiştir.

Ordu milletin göz bebeğidir ve erinden mareşaline kadar gelmiş-geçmiş topyekün olarak ayırımsız hepsi Türkiye cumhuriyeti hudutları dahilinde yaşayan aziz milletimizin askeridir.

Zira, Mustafa Kemal de öyle idi.

Asker, hiç bir şahsın askeri değildir, olamaz ve olmamalıdır!

O korsan bildiriyi okutma emrini veren ve okutan her kimse, CHP'nin sahiplenmesine rağmen görevden el çektirilmelidir!

Neden CHP'nin sahiplenmesine rağmen diyorum?

Çünkü CHP, her zamanki CHP ve herhalükârda darbe heveslilerin yanında yer alıyor. Bu da kendileri açısından bir demokrasi ayıbıdır.