Burada herkesin dikkatine sunmakta yarar gördüğümüz diğer konu da, bu silah bırakma talimatının PKK’nın tüm unsurlarını ve bileşenlerini kapsamasıydı.

Bu iki husus, yeni sürecin, kalıcı bir barışa evrilmesini sağlayacak temel unsurlardandı.

Bu bir al-ver süreci değildi.

Bir pazarlık süreci değildi.

Bir yenme-yenilme süreci de değildi.

Sayın Devlet Bahçeli’nin cesaretle başlatıp Sn. Cumhurbaşkanınız Recep Tayyip Erdoğan’ın da güçlü ve kararlı bir biçimde devlet projesine dönüştürdüğü gönüllü bir entegrasyon süreciydi bu.

Öcalan bu gönüllü entegrasyon sürecine tam da Sn. Bahçeli’nin istediği yanıtı vererek tarihi bir fırsatın yeniden ortaya çıkmasını sağladı.

Bu aslında pozitif anlamda bir al-ver süreciydi.

Silah yerine siyasetin, ölüm yerine hayatın ikame edileceği bir al-ver süreci, herkese kazandıracak bir barışın da temelini oluşturuyordu.

SİLAH BIRAKMANIN ŞARTI DEMOKRASİ Mİ?

Saygıdeğer Heyet Üyeleri,

Öcalan’ın 27 Şubat çağrısında açıklıkla ortaya konulduğu üzere silah bırakmanın şartı yoktu.

Öcalan ayrı ulus-devlet, etnik temelde federasyon ve özerklik talebinin yanısıra çözümsüzlüğe yol açabilecek kültüralist talepleri dahi amaç dışı bırakan yeni paradigmasıyla sorunun kalıcı çözümünü mümkün kılacak yeni bir fırsat sunuyordu.

Öcalan’ın örgüt mensupları için ortaya koyduğu tek amaç, “devlet ve toplumla bütünleşme” amacıydı.

Bunun için gerekli olan siyasi ve hukuki altlığın oluşturulmasına yaptığı vurgu, silah bırakmanın şartı değil, amaç olarak ortaya konan gönüllü bütünleşmenin sağlanması içindi.

Örgütünün Öcalan’ın çağrısıyla fesih ve silah bırakma kararı alması ve akabinde silah yakma töreniyle bunu bütün bir dünyaya duyurması, tarihi bir fırsatı tarihi bir kazanıma dönüştürme şansını önümüze koyuyordu.

Sn. Cumhurbaşkanımızın “Sürecin son düzlüğündeyiz” dediği ve Sn. Bahçeli’nin takdir ve teşekkürle karşıladığı bu süreç, “Terörsüz Türkiye” projesine dair umutlarımızı çoğalttı.

Bu sürecin kuşkusuz iki ayağı vardı.

Birincisi, fesihle birlikte silahların yakılıp gömülmesi.

İkincisi, güçlü demokratik hamlelerle Büyük Türkiye’nin, başka bir deyişle, “Türkiye Yüzyılı”nın inşası.

Bu konuda hem Sn. Cumhurbaşkanımızın hem Sn. Bahçeli’nin “Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz!” söylemi, nirengi önemdedir.

Başkan Aydın, Nafiz Koca’ya yapılan silahlı saldırıyı kınadı!
Başkan Aydın, Nafiz Koca’ya yapılan silahlı saldırıyı kınadı!
İçeriği Görüntüle

Sn. Cumhurbaşkanımızın “Biz farklılıklarımızla birlikte Türkiye’yiz” söylemi ile Sn. Bahçeli’nin “Hepimiz eşitiz Türkiye” söylemi, sürecin başarıyla hitamından sonra gerçekleşecek olan “Türkiye Yüzyılı”nın asıl amacını ve hedefini işaretliyordu.