DOLAR 32,5830 0.29%
EURO 34,9937 0.05%
ALTIN 2.451,480,65
BITCOIN 20991230,34%
Ağrı
19°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Mehmet Metiner: “Sapla samanı birbirine karıştırmayalım…”

Mehmet Metiner: “Sapla samanı birbirine karıştırmayalım…”

ABONE OL
11:47 | 30 Ağustos 2022 11:47
Mehmet Metiner: “Sapla samanı birbirine karıştırmayalım…”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Eski AK Parti Milletvekili ve Demokrasi ve Birlik Derneği’nin Genel Başkanı Mehmet Metiner yeni köşe yazısında hakaret ve ilkeli olmak kavramlarına değindi.

Genel Başkan Metiner yazısında, “Hakaret kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez.

 

Hakaretin kimden geldiği önemli değildir.

 

Kime yapıldığı da.

 

Hakareti yapan kişinin konumu ve sıfatı üzerinden yoruma kalkıştığınız andan itibaren ilkeden saparsınız.

 

Hakarete maruz kalan kişinin aidiyeti, hayat tarzı ve durduğu yer üzerinden yapacağınız her türlü yorum da sizi ilkeden uzaklaştırır.

 

Üzerinde mutabakata varılması gereken ilke şudur:

 

Hakaretin bizatihi kendisine mi karşısınız yoksa kimin yaptığına ve kime yapıldığına bakarak mı kendinizi konumlandıracaksınız?

 

Hakaretin kendisine kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmıyorsanız sakın ola ki ilkeden bahsetmeyesiniz.

 

Günümüzde yaygın anlayış, ne yazık ki yanlış tarfgirlikten kaynaklanan ilkesizliklere prim veriyor.

 

Sizin bir başkası için söylediğiniz laflar hakaret kapsamında değil tersine hak edileni söylemek biçiminde taltif görüyorsa, başkasının sizin için dediği aynı laflar hakaretin dik alası kabul edilerek yerden yere vuruluyorsa, demek ki orta yerde ilke adına konulan bir tavır söz konusu değil.

 

Bu vadiden çıkmak lazım.

 

Eleştiri ne kadar yararlı ise hakaret bir o kadar zararlıdır.

 

Ölçüyü kaçırmamak lazım.

 

Bazen öfkeler aklın önüne geçer.

 

Bazen ideolojik-siyasi mesaj verme düşüncesi, bizi sonradan rahatsız olacağımız sözler sarf etmeye götürür.

 

Bunu fark ettiği andan itibaren içtenlikle, hiç bir amanın arkasına sığınmadan özür dilemesini bilenler tükürdüğünü yalamış olmazlar, tersine erdemli bir davranış sergilemiş olurlar.

 

Bu erdemli tavır; konjonktürel ve hesabi olmamalıdır, ilkesel ve hasbi olmalıdır.

 

Aynısını tekrar yaptığınızda inandırıcılığınız yok olur gider.

 

Özür dileyeni affetmek, büyüklüktür.

 

Bazen affetmek, en güzel cezadır.

 

“Kem söz, sahibine aittir” sözü çok anlamlıdır.

 

Kem söz sahibine kem sözle karşılık verdiğinizde aynı konuma kendinizi düşürmüş olursunuz.

 

Zaten o birilerinin istediği şey de bu.

 

Kendisine benzeterek makul çoğunluğun gözünde değersizleştirmek.

 

Bu tuzağa düşmemek lazım.

 

İlkesellik, kişilerden ve ideolojik-siyasi pozisyonlardan bağımsız olarak değerlendirilmediğinde anlamını ve önemini yitirir.

 

Bir hakaret ait olduğunuz ideolojik-siyasi mahallenizden birine yapıldığında tutuklama talep ediyor, tutuklama gerçekleştiğinde alkışlıyorsanız ama benzer bir hakaret karşıt mahalleden birilerine yapıldığında tutuklamaya şiddetle karşı çıkıyorsanız o vakit ilkesellik vadisinde yeriniz yok demektir.

 

İlkesellik, kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın ilkenin herkes için aynı ölçekte kararlılıkla savunulmasıdır.

 

Çifte-standart; sadece ilkeselliği değil, içimizdeki insanı da insanlığı da öldürür, biline.

 

Kişi olarak ben, hakaretin her türlüsüne karşıyım.

 

Kimden gelirse gelsin ve kime yapılırsa yapılsın hiddetle ve şiddetle karşıyım.

 

Hakaret karşısında gerekli tepkinin koşulsuzca konulmasını önemserim.

 

“Ama” diyen bir yaklaşımı reddederim.

 

Başkalarının hakaretamiz sözlerini emsal göstererek kendi hakaretlerini haklılaştırmaya çalışan “ama”cı yaklaşımları yakışıksız bulurum.

 

Kendini ötekine göre konumlandıran anlayışı elimin tersiyle iterim.

 

Farklılık iddiasındaki insanların anlayış ve pratiğini öteki belirlemeye başlamışsa farklılık iddiası inandırıcı olmaktan çıkar.

 

Salt bir hakaretamiz laftan ötürü tutuklanmayı gerekli görmem. Kanuna uygun olsa bile hukuka uygun görmem.

 

Lakin tutuklamaya hiddetle ve şiddetle karşı çıkanların hakaretamiz lafa karşı ilkesel bir eleştiri getirmemelerini de ilkesellik adına üzücü bulurum.

 

Özür dilemeyi önemserim elbette.

 

Affetmeyi de.

 

Sadece cezalandırıcı ve imha edici anlayışların husumeti çoğaltan zararlı anlayışlar olduğuna da inananlardanım.

 

Bence içinde sadece husumet besleyenler insanlık için tehdit oluştururlar.

 

Husumeti muhabbetle yenmek en doğru yoldur.

 

Husumetin muhabbeti yenmesine izin verenler gün gelir husumetin kurbanı olurlar.

 

Husumetimiz zulme karşı olsun, adaletsizliğe karşı olsun, haksızlığa karşı olsun, haysiyet cellatlığına karşı olsun.

 

Elbette husumetimiz olacak.

 

Zalime husumet duymayan, mazluma zulmetmiş olur.

 

Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytan olur.

 

Sapla samanı karıştırmadan yol yürümesini bilmek lazım, vesselam.” dedi.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.