Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası Ağrı Şubesi, yaptıkları basın açıklamasıyla, 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde belirlenen zam teklifine karşı sert tepki gösterdiler.
Ağrı Merkez Abide Meydanında bir araya gelen sendika üyeleri adına açıklama yapan Eğitim-İş Ağrı Şube Başkanı Hüseyin Akboğa, “Bugün burada eğitim emekçilerinin terk edildiği sefaleti anlatmak, emekçilerin nasıl nefes alamaz hale getirildiğini göstermek için bir aradayız. Senede bir gün, öğretmenler gününde, öğretmeni övenlerin senenin diğer günlerinde, öğretmeni nasıl zor koşullarda çalıştırdıklarını, nasıl insani olmayan ücretleri reva gördüklerini anlatmak için buradayız. Bugün alt üst olmuş ülke ekonomisine rağmen, tozpembe tablo çizmeye çalışanlara karşı ‘Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz’ demek için buradayız.” dedi.
Yapılan görüşmelerde yetkili sendikaya yüklenen Akboğa, “Bilindiği üzere; TÜİK’in yalancı enflasyon rakamları, sarı sendikaların iktidarı memnun etmeye endeksli tavrı ve iktidarın emek düşmanı bakış açısıyla şekillenen 7. Dönem Toplu Sözleşme müsameresinde, perde yine yoksullukla kapanmıştır.
Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve yine kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır. Onca büyük laf, onca vaat, onca beklentinin ardından bu sürecin sonunda yine hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Daha önceki TİS süreçlerinden miras kalan birçok kazanım, yeniymiş gibi makyajlanıp önümüze konmuştur.
Bir kez daha ne öğrendik ki; emeğin onurunu iktidarın bir aferinine satan sarı sendikalar, emekçinin hakkını savunmaz. Gerçekleri çarpıtma enstitüsü gibi çalışan TÜİK’in ve hükümetin noteri gibi çalışan Kamu Hakem Heyeti’nin yapısındaki çarpıklık söz konusuyken, hileli maçta adil sonuç olmaz. Memur ve memur emeklisi için açlık sınırına düşmek anlamına gelen, kamuda işçi-memur arasındaki ücret makasını ters orantıya sokan, seçimden seçime hatırlanan ve vadedilen haklarımızı görmezden gelen bu sonuç tüm kamu emekçileri gibi, geleceğin mimarı olan eğitim emekçileri açısından da bir utanç tablosudur. Şimdi bizden susmamızı bekliyorlar!
Bizim insani koşullarda çalışma hakkımızı çaldılar. Bizim evimize göğsümüzü kabartarak, sınıflarımıza sadece derslerimizi düşünerek girme hakkımızı çaldılar. Bizim yaşanabilir emeklilik hayalimizi çaldılar. Bizim ay sonunu bekleme halimizi, bitmeyen bir karakışa çevirdiler. Bizim öğrencilerimize laik, bilimsel eğitim verme hakkımızı çaldılar. Kendi yarattığı ve 20 yıldır uyguladığı torpil mekanizması olan mülakatı, kaldırmayı seçim vaadi haline getirerek tarihe geçmişlerdi, şimdi bu sözlerini de tutmayacaklarını ilan ettiler. Eğitimden liyakati, gencecik insanlardan hak ettikleri kadroları çaldılar. Ve şimdi bizim susmamızı bekliyorlar. Çok beklerler. Susmadık, susmuyoruz, susmayacağız! ‘Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz!’ ifadelerini kullandı.