Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MIKTA Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Letonya, Bahreyn, Belarus, Panama, İspanya, Slovakya, Nikaragua, Küba, Bulgaristan, Gürcistan ve Şili Dışişleri Bakanlarıyla gerçekleştirdiği görüşmeler esnasında yere düşen Türk bayrağı çıkartmasını alıp korumasına verdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı, Geleceğin Zirvesi Bakanlar Düzeyinde hazırlık toplantısı, BM Arabuluculuk Dostları toplantısına ve Medeniyetler İttifakı Toplantısına katılarak konuşma yaptı. Bakan Fidan, ABD’nin New York kentinde geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleştirilen çekilen aile fotoğrafı sonrası yerdeki Türk bayrağı çıkarmasını alıp korumasına verdi. Fidan’ın hareketi diğer bakanların da dikkatini çekerken, sosyal medyada takdir topladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde 78’inci Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ardından basına açıklamalarda bulunmuştu. Fidan, değerlendirmesinde, “Birleşmiş Milletler 78’inci Genel Kurulu jeopolitik dinamiklerin hızla değiştiği ve stratejik denklemlerin yeniden kurulmakta olduğu bir dönemde gerçekleşti. Ülkemiz bahse konu dinamiklerin ve denklemlerin odağındadır. Bu seneki programımızı 2 cümlede özetlemek gerekirse şunu söyleyebiliriz. BM Genel Kurulu sırasında diplomasinin kalbi New York’ta attı. Türkiye’miz ise bu diplomasi trafiğinin tam merkezinde yer aldı. Türkevi, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde Türk-dış politikasının vücut bulduğu bir mekana dönüşmüştür. Gerçekten de Türkiye’nin 21 yılda geldiği nokta dünya gündemini ilgilendiren her konuda söz sahibi olan görüş ve yönlendirmelerine başvurulan bir aktör hüviyetindedir.” demişti.
Bakan Fidan yaptığı açıklama doğrultusunda konuşmasını, “Dün yine Amerika Dışişleri Bakanı Blinken ile yaklaşık 45 dakika süren baş başa bir görüşme yaptık. Samimi ve yapıcı bir görüşme oldu. İki ülke arasındaki ilişkilerin daha üst seviyeye çıkarılması için önümüzdeki dönemde atılabilecek somut adımları ele aldık. Sır değil, Amerika ile anlaşmazlıklarımızın olduğu bazı konular var bunları ciddi müttefiklik ilişkisi içerisinde ve karşılıklı saygı temelinde ele almaktayız. Elbette İsveç’in NATO’ya katılım süreci, Karadeniz Tahıl Girişimi ve Karabağ gibi bölgesel konuları da masaya yatırdık. Tabiatıyla ikili temaslarımızın yanı sıra çok çeşitli çok taraflı toplantıları da katıldık.
Finlandiya ile birlikte öncülüğünü yaptığımız barış için arabuluculuk girişimi Dostlar Grubu’nun 13. toplantısını gerçekleştirdik. Karadeniz Tahıl girişimi örneğinde olduğu gibi arabuluculuğu ve diplomasinin hala önem arz ettiğini, sorunlara barışçıl çözümün temel önceliğimiz olması gerektiğini hatırlatma imkanımız oldu. Yine kuruluşuna öncülük ettiğimiz bir diğer girişim olan Medeniyetler İttifakı Dostlar Grubu Bakanlar Toplantısı’nı da gerçekleştirdik. 18 yıl önce İspanya ile başlattığımız Medeniyetler İttifakı girişiminin ne kadar yerinde bir adım olduğunu, içinden geçmekte olduğumuz aşırılıklar çağında yeniden görmekteyiz.
Irkçılık ve yabancı düşmanlığı uzun zamandan beri görülmemiş seviyelere çıktı. Avrupa’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim‘e yönelik alçak saldırılar ve İslam karşıtı eylemler adeta bir salgın haline geldi. Dolayısıyla Medeniyetler İttifakı gibi vizyoner bir girişimin işlevini yitirmeden sürmesi gerekiyor. Toplantı kapsamında ittifakın yüksek temsilcisi Moratinos ve İspanya Dışişleri Bakanı Albares ile de bir araya gelme imkanımız oldu. İslam karşıtı eylemler İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde iştirak ettiğimiz 2 toplantının gündemindeydi. İslam İşbirliği Teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı koordinasyon toplantısında İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları yıllık koordinasyon toplantısında İslamofobiyle mücadele alanında atacağımız adımları ele aldık ve bir ortak bildiri yayımladık. Ayrıca kalıcı bir dönüşüm arifesinde olan dünyamızın adaletsizliklerin ortadan kalktığı barışın adaletin ve vicdanın hakim olduğu bir yer haline gelebilmesi için İslam dünyasının birliğini daha da güçlendirmesi şart. Bunu da bu toplantıda kuvvetle vurguladık.
BM ve G20’de kabul edilen ve kutsal kitaplara saldırıları kınayan kararlar ayrıca, İsveç ve Danimarka’nın mevzuat değişikliğine gitmeye karar vermesi, İslam dünyasının ortak hareket ettiğinde sonuç alabileceğini gösterdi. Yolumuza böyle devam edeceğiz. Gelecekte İslam düşmanlığına da, ırkçılığa da, yabancı düşmanlığına da yer yok. Dünyanın geleceğini dünya liderleri 2024’te yapılacak geleceğin zirvesinde ele alacaklar bu sene bakan seviyesinde New York’ta bir hazırlık toplantısı yaptık. Gelecek nesiller için oluşturmamız gereken küresel yönetim modelini istişare ettik. Bugün şöyle bir durum yaşanmakta güvenlik konseyi işlevini yerine getiremeyince BM teşkilatı bütünüyle acze düşmekte. Günümüzün jeostratejik gerçekliğiyle uyumsuz olan bu kurumun yeniden yapılandırılması artık stratejik bir zaruret haline gelmiştir. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ‘Dünya beşten büyüktür’ çağrısı dünyada yankı uyandırmakta. İnsanlığın değişim beklentisine ses ve nefes olmakta. Bu konular Meksika, Endonezya, Kore Cumhuriyeti, Türkiye ve Avustralya‘nın oluşturdu. MİKTA’nın 24. Dışişleri Bakanları toplantısında da ele alındı.
G20 Yeni Delhi Zirvesi’nde liderlerimiz bir araya gelmişti. New York’ta da Dışişleri Bakanları olarak ortak gündemimize ilişkin konuların yakın takibini yapma imkanını bulduk. Küreselleşmenin sona ermediği ancak raydan çıktığı günümüzde bölgesel dinamikler hız kazandı. Türk Devletleri Teşkilatımız jeopolitik ve jeoekonomik dengelerin değiştiği ve derinden sarsıldığı bu dönemde uluslararası alandaki rolünü her geçen gün daha da pekiştirmekte. Türk devletleri olarak ne kadar bütünleşirsek o kadar güçlü oluyoruz. Türkevi’nde dün teşkilatımızın Dışişleri Bakanları olarak toplandık. Onuncu zirvemize giden yolda hazırlıklarımızı ele aldık. Gözlemci ülkeler olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı ve Macaristan Dışişleri Bakanı da aramızdaydı. Türk dünyası olarak yatırımlarımız için ortak fon kurduğumuz sivil koruma mekanizması tasarladığımız Turan adını taşıyan özel ekonomi bölgesi açacağımız günleri görmekteyiz. Türk devletleri teşkilatının bu birlikteliğinin bütün Türk dünyasında heyecan uyandırdığını görmekteyiz. Nitekim New York’ta da bir araya geldiğimiz Karaçay Türkü kardeşlerimiz de bunu dile getirdiler. Bütün soydaşlarımızın Türkiye’ye ana vatanı bilen kardeşlerimizin ve ümitlerini milletimize bağlayan mazlumların yanında olmaya devam edeceğiz.” sözleriyle sürdürdü.