Türkiye, zorlu sınavlardan geçti. Terörle mücadelede nice bedeller ödendi, nice ocaklara ateş düştü. Ancak milletin feraseti, devlet aklının tecrübesiyle birleştiğinde; en karmaşık süreçlerin bile selametle yürütülebileceği bir kez daha görülmüştür.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaşanan bir görüşme, sadece siyasetin değil; devlet aklının, basiretin ve sağduyunun da yeniden vücut bulduğu bir kareydi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, DEM Parti heyetini Meclis'teki makamında ağırladı. Belki bazı çevreler bu tabloyu sıradan bir görüşme olarak yorumlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, her büyük devlet adamı gibi, Bahçeli de geçmişin yükünü bugünün sorumluluğuyla dengeleyebilen ender liderlerdendir.

Sayın Bahçeli’nin heyeti bizzat kapıda karşılaması, sürece verdiği ciddiyetin ve nezaketin en açık göstergesidir. Bu tavır; ilkesizlik değil, milletin bekası söz konusu olduğunda tüm farklılıkları konuşabilme erdemidir.

Elbette, terörle arasına mesafe koymayan hiçbir oluşuma Türk milletinin gönlünde yer yoktur, olmayacaktır. Ancak temsil makamında bulunan her siyasi yapı, bu milletin evlatlarının oylarıyla Meclis'te yer bulmuşsa, onlarla konuşmak bir zayıflık değil, demokrasinin olgunluğudur. Sayın Bahçeli'nin yaptığı da budur: "Konuşuruz, ama Türkiye'nin birliğinden, bayrağımızdan, vatanımızdan taviz vermeyiz!" diyen bir lider profili.

Buldan'ın görüşmeden sonra yaptığı açıklamalar, olumlu bir atmosferin doğduğunu gösteriyor. Ancak unutulmamalıdır ki, süreçlerin olumlu ilerleyebilmesi için samimiyet, şeffaflık ve milli çizgiye saygı olmazsa olmazdır. Milliyetçi camianın ve şehit ailelerinin yüreğine su serpecek olan; atılacak her adımın milletin ortak değerleriyle çelişmemesidir.

Biz OGC olarak, milli duruştan sapmadan yürütülen her diyaloğun, Türkiye'nin iç barışına, huzuruna ve kardeşliğine katkı sunacağını düşünüyoruz. Ancak çizgimiz nettir: Vatan tektir, bayrak tektir, millet tektir! Bu birlik ruhuna katkı sunacak her adımın yanında, ama milleti kandıracak her hamlenin de karşısındayız.

Sayın Bahçeli’nin sergilediği bu devlet adamlığı tutumu, sürece destek değil; süreci yönlendirme gücüdür. Ferasetle, akılla ve vakar içinde yürüyen bir liderin izinde Türkiye, barışa da güvene de ulaşacaktır.