Geçtiğimiz günlerde Fırat Mahallesi'nde bulunan Taşlıçay Deresi üzerine yapılan köprüyle ilgili bir haber yapmıştık. O gün söylediklerimiz bugün de geçerli: Köprü yapıldı, bağlantı yolları hâlâ yok! Vatandaş o günden beri bekliyor. Ne yazık ki aradan geçen süreye rağmen hiçbir ilerleme kaydedilmedi. O yollar hâlâ yapılmadı, kimse oralı değil. Üstelik kış yaklaşıyor… İki ay sonra kar yağacak bu şehirde!

Peki merak ediyorum: Erzurum Caddesi’nin taşıdığı trafik yükünü kim azaltacak? Herkesin dilinde olan bu trafik çilesine karşı neden hâlâ somut bir adım atılmıyor?

Elbette Ağrı Belediyesi’nin olumlu adımlarını da görüyoruz. İtfaiye binası elzemdi, yapılıyor. Teşekkür ederim.

Sinema binasının yıkılması gerekiyordu, yıkıldı. Teşekkür ederim.

Ama Sayın Belediye Başkanı Hazal Aras’a açık ve net söylüyorum: Eğer bu kente gerçekten bir şehir yönetimi gibi yaklaşıyorsanız, meseleye bütüncül yaklaşmalısınız. Bu şehir sadece birkaç binadan ibaret değil. Bu şehir nefes alamıyor!

Tek Caddeye Yığılmış Bir Şehir

Bugün Ağrı’da trafik deyince herkesin aklına sadece tek bir cadde geliyor: Erzurum Caddesi!

Tüm yük orada. Sabah 08.00, akşam 17.00 saatlerinde bu caddeye çıkın da görün bakalım ne demek istediğimizi anlayacak mısınız?

Dolmuşlar, servisler, özel araçlar… Herkes tıkış tıkış! Bir vatandaş “nefes almak için değil, sabretmek için yola çıkıyoruz” dese yeridir. İnsanlar işine yetişemiyor, öğrenciler derse geç kalıyor, acil hastalar dahi sıkışıyor bu karmaşada.

Ve bu tablo karşısında tek bir çözüm adımı atılmıyor! Taşlıçay Köprüsü’nün yolları da yapılsa, bu cadde biraz rahatlamayacak mı? Peki neden yapılmıyor?

---

80 Santimlik Bahane: Kod Farkı

Yetkililer ne diyor biliyor musunuz? “Kod farkı var” diyorlar! Sadece 80 santimlik bir kod farkı

Vatandaş soruyor:

> “İstanbul’da yerin altına Marmaray yapılırken, biz burada 80 santimlik farkı mı aşamıyoruz?”

Bu nasıl bir yaklaşım? Bu ne büyük bir aymazlık? Ağrı halkı, bu cevabı hak etmiyor!

Mehmet Akkuş’a ve Tüm Yetkililere Sesleniyorum

Sayın Mehmet Akkuş, Ağrı’da dolmuşlara biniyorsunuz değil mi?
O trafiği gözünüzle görüyorsunuz, halkın çilesini kulaklarınızla işitiyorsunuz. Peki neden harekete geçmiyorsunuz? Neden vatandaşın bu isyanına kulak vermiyorsunuz?

Eğer gerçekten hizmet etmek niyetindeyseniz, bu şehrin ana damarları olan yolları açmak zorundasınız. Kod farkıysa kod farkı… Projeyse proje… Ülke olarak bu kadar yatırımı yer altında yapabiliyoruz da, biz neden hâlâ “köprüsü yapılmış ama yolu olmayan” bir yerde oyalanıyoruz?

Takdir Ederiz, Ama Eleştirmek de Görevimiz

Şunu da açıkça söyleyeyim: Biz alkışlamasını da biliriz
İtfaiye binasına teşekkür ettik. Sinema binasının yıkımını destekledik. Her doğru adımda yanında oluruz. Ama yanlışları da, eksikleri de söylemek görevimizdir.

Ve bu eksiklik artık görmezden gelinecek bir mesele değildir.
Ağrı'nın trafik sorunu kangren haline gelmiştir!
Ve bu kangrenin adı: “yol sorumsuzluğu” ve “bürokratik ihmalkârlıktır.

Son Söz

Sayın Hazal Aras, Sayın Mehmet Akkuş…

Artık lütfen bu meseleye ciddi şekilde eğilin. Taşlıçay Köprüsü’nü yoluna kavuşturun. Erzurum Caddesi’ni tek başına bırakmayın. Halkın sabrı kalmadı. Çünkü insanlar artık “yapılmayan” hizmetlerden yoruldu!

Ağrı halkı çözüm istiyor.

Ve çözüm bu kez çok uzakta değil, sadece 80 santim aşağıda