Her şehrin bir ekonomik ve sosyal kalbi vardır.
İzmir’de Kıbrıs Şehitleri, İstanbul’da İstiklal, Ankara’da Kızılay, Van’da Maraş Caddesi…
Bu caddeler yalnızca yürünüp geçilen yollar değil, şehrin karakteri, vitrini, özetidir.
Ağrı’da da bu rolü yıllardır Cumhuriyet Caddesi üstleniyor.
Tüm markaların bir arada olduğu, esnafın en yoğun sokağı, insanların sabah akşam gezdiği, alışveriş yaptığı, oturup çay içtiği, bayram sabahları kalabalığın taştığı o yer: Cumhuriyet Caddesi.
Ama ne yazık ki bu şehrin en kıymetli yeri, bugün yap-boz tahtasına çevrilmiş durumda.
Kaldırımlar sürekli sökülüyor, yerine konulan taşlar bir yıl geçmeden tekrar değişiyor.
Her yıl, her dönem bir “tadilat” tabelası…
Ama gelin görün ki caddenin çehresi hâlâ eski, hâlâ yorgun, hâlâ dağınık.
Sormak istiyorum:
Cumhuriyet Caddesi neden sadece yapılıyor gibi yapılıyor?
Neden sil baştan, vizyoner bir projeyle ele alınmıyor?
Bugün Ağrı’da en yüksek kiralar bu cadde üzerinde ödeniyor.
En fazla ticaret burada dönüyor.
Sosyal yaşam burada nefes alıyor.
Yani bu caddeye yapılan her yatırım, aslında Ağrı’nın ekonomisine ve sosyolojisine yapılan bir yatırımdır.
Ama biz ne yapıyoruz?
Her yıl yeniden parke taşı döşeyip, üç ay sonra söküp yeniliyoruz.
Estetik yok.
Kent kimliği yok.
Süreklilik hiç yok.
Diğer şehirler, ana caddelerini prestij projeleriyle dönüştürürken biz hâlâ taş döşemekle meşgulüz.
Hâlâ “idare eder” mantığıyla günü kurtarıyoruz.
Ama unutmayın:
Cumhuriyet Caddesi idare edilecek bir yer değil, değer katılacak bir mirastır.
Bu cadde; modern aydınlatma sistemlerini, estetik peyzaj düzenlemelerini, oturma alanlarını, kent mobilyalarını, özel yürüyüş alanlarını, sokak sanatı dokunuşlarını fazlasıyla hak ediyor.
Ve evet, bu caddede yürümenin insanlara keyif vermesi gerekiyor. Bugün değilse ne zaman?
Buradan Ağrı Belediyesi’ne çağrımdır:
Sayın yöneticiler,
Lütfen Cumhuriyet Caddesi’ni sadece tamir etmeyin.
Onu yeniden inşa edin, tasarlayın, yaşatın.
Cumhuriyet Caddesi Ağrı’nın kalbidir.
Kalp durursa şehir nefes alamaz.