Cumhur ittifakı süreç konusunda tüm riskleri göze alarak yol yürüyor.
Bu projenin “devlet projesi” olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat açıkladı.
Projeyi sürdüren AK Parti ile MHP İmralı’ya gitme konusunda birlikte karar verdiler.
Bu durumda cumhur ittifakı içinde yer aldığı bilinen başkaca partilerin bunu adeta bir “ihanet projesi” olarak sabah akşam suçlayıp durmaları ne anlama geliyor?
MHP cenahı yek vücut bu kararın arkasında dururken AK Partili olduğunu söyleyen veya AK Parti’mizi destekleyen kimi zevatın sosyal medya veya görsel medyada İmralı kararına karşı tıpkı süreç karşıtı malum odakların ağzıyla ateş püskürmeye devam etmeleri ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanımızın ve Bahçeli’nin Cumhur ittifakı olarak benimsediği bir politikaya muhalif güruhtan bin beter bir ağızla saldırıp duranların neye ve kime hizmet ettikleri elbette sorulmalıdır.
Cumhurbaşkanımız ve Bahçeli risk alacak. Ama birileri hiç bir risk almamakla beraber bir de muhaliflerden bin beter bir muhalefet örneği sergileyecek, bir de iktidarın bir parçasıymışlar gibi hareket edecekler, olacak şey midir bu?
Sormazlar mı: Bu nasıl bir aidiyet ve sadakattır? Bu nemenem bir ittifak anlayışı veya yol arkadaşlığıdır?
İktidarın nimetlerinden yararlanırken Cumhur ittifakının paydaşı olduğunuzu hatırlayacaksınız ama Cumhur ittifakının üstlendiği riskleri üstlenmediğiniz yetmiyormuş gibi bir de kalkıp azgın muhalefetin değirmenine su taşıyacaksınız, e pes vallahi!
Bir devlet projesine bu şekilde karşıtlık içinde olmak o malum güruha yakışır ama kendini AK Partili olarak takdim eden veya Cumhur ittifakının bileşeni olarak gören zevata hiç yakışmaz.
Yakışmıyor.
Üzücü olan da bu.
İktidarın nimetinden yararlanıp külfetine hiç katlanmamak, ilkesellikle bağdaşmaz.
Tamam anladık, İmralı’ya gidişe karşısınız. Bunu defalarca dile getirdiğiniz yetmiyor mu?
Cumhurbaşkanımız ve MHP lideri artık bir karar aldıklarına göre bu muhalefetten bin beter husumetiniz niçin son bulmaz, anlamak mümkün değil!
Madem külfete ve riske katılmayacaksınız, devlet aklının gerekli gördüğü bir kararı neredeyse “ihanet”le eşdeğer göreceksiniz, o vakit kendinizi beri tutun ve iktidarın nimetine de sırt çevirme ilkeselliğini gösteriniz.
Ya da susma yolunu tercih ediniz.
Süreç başarıyla hitama erdiğinde hiç bir risk üstlenmediğiniz halde nimete ortak olmayı sürdürecekseniz bu yaptığınızın ilkesellikle bir alakası yok.
Süreç başarısız olduğunda “Biz zaten desteklememiştik, şiddetle karşı durup eleştirmiştik!” deyip tüm suçu cumhur ittifakımızın iki değerli partisinin üstüne atıp kendinizi başka bir konuma yerleştirecekseniz o vakit de bu davranışınızın ittifak ruhuyla bağdaşmadığını söylemeye bile gerek yok.
Cumhur ittifakıyla aynı düşünmüyor olmanız, hatta eleştirmeniz sorun değil; asıl sorun Cumhurbaşkanımız devleti temsilen ve Sn. Bahçeli de cumhur ittifakının en güçlü bileşeni olarak bir karar aldığında bunun karşısına hiddetle ve şiddetle dikilmenizdir.
HAMİŞ
HÜDA PAR’ın İmralı’ya gidiş konusundaki kararını tasvip etmemekle beraber sürece en başından itibaren verdiği katkıyı çok önemsediğimi, o yüzden işbu sözlerimin muhatabı olmadığını belirtmek isterim.