Ağrı

Umut Özcan’ın Kaleminden... İbrahim Çeçen, Yavuz Donat ve Nihat Aydın'dan Notlar


Geçtiğimiz günlerde Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin akademik açılış törenini takip etme fırsatım oldu. Tören, sadece bir eğitim yılının açılışı değil, aynı zamanda Ağrı adına bir vefa, aidiyet ve birliktelik göstergesiydi.

Törene, iş insanı, büyüğümüz, memleketimizin değerli ismi Sayın İbrahim Çeçen, oğlu Serhat Çeçen ve gelini Gülseli Çeçen birlikte katıldılar. Ağrı’da adı en çok anılan yer hiç şüphesiz İbrahim Çeçen Üniversitesi’dir. Ancak Çeçen’in Ağrı’ya verdiği değer, sadece adının bir üniversitede yaşamasıyla sınırlı değil. O, her fırsatta çocuklarını, gelinini, torunlarını Ağrı’ya getirerek, bu topraklarla bağlarını canlı tutuyor. Sanki onlara sessizce şunu söylüyor:

“Bu şehir benim doğduğum yer, siz de unutmayın.”

Rabbim İbrahim Çeçen’e uzun ömürler versin. Çünkü o, hem yaptığı yatırımlarla hem de gönül bağlarıyla Ağrı’nın adını her daim yüceltiyor.

İKİ USTANIN AYNI KAREDE BULUŞMASI

Bu yılki açılışın bir başka güzel yanı ise, Sabah Gazetesi’nin usta kalemi Yavuz Donat’ın da törende bulunmasıydı. Donat’a ziyareti boyunca Orta Doğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nihat Aydın eşlik etti.

İki usta gazeteci, açılış sonrası Cumhuriyet Caddesi’nde kısa bir tur yaptı. Yavuz Donat, Aydın’ın tespitlerini dinledi, notlar aldı, gözlem yaptı. Ardından kalemine sarıldı ve Ağrı’yı iki gündür köşesine taşıdı.

CUMHURİYET CADDESİ: AĞRI’NIN İSTİKLAL CADDESİ

Yavuz Donat, yazısında Nihat Aydın’ın şu cümlesine yer verdi:

“İstanbul için İstiklal Caddesi neyse, Ağrı için de Cumhuriyet Caddesi odur.”
Ne kadar doğru bir benzetme…

Dönercisinden telefoncusuna, kuyumcusundan ayakkabıcısına kadar her kesimden esnafın yer aldığı bu cadde, Ağrı’nın kalbi. İnsanlar burada nefes alıyor, kentin nabzı burada atıyor.

Caddede karşılaştıkları vatandaşlardan biri, emekli maaşının yetersizliğinden yakınıyordu. Bir diğeri, Ağrı’da artık bir AVM’nin yapılacak olmasından memnundu. Bir başkasıysa kentsel dönüşümün önemine vurgu yaptı. Hepsi, Ağrı’nın gelişmesini, güzelleşmesini, modernleşmesini istiyordu.

Bu arada Nihat Aydın’ın, “Kimse pişmiş aşa su katmasın, terörsüz Türkiye projesi tuttu” sözü de Donat’ın köşesinde birebir yer aldı. Ağrı sokaklarının nabzını tutan bu tür cümleler, aslında toplumun duygusunu özetliyor.

BİR MAKET, BİR MESAJ

Yavuz Donat, ziyaretin sonunda Rektör Prof. Dr. İlhami Gülçin’e teşekkür etti. Gülçin’in kendisine hediye ettiği Nuh’un Gemisi maketi, köşesinde “Hazreti Nuh’un Şehrine Hoş Geldiniz” başlığıyla yer aldı.

Bu detay bile, Ağrı’nın tarihini, kültürünü ve kimliğini ne kadar zarif biçimde yansıttığını gösteriyor.

AĞRI’YI KALEMLERİYLE TAŞIYANLAR

Bir yanda ulusal basının deneyimli ismi Yavuz Donat, diğer yanda yerelin güçlü sesi Nihat Aydın…

İki usta kalem, Ağrı’nın güzelliklerini, sorunlarını, potansiyelini aynı anda hem yerelde hem ulusalda gündeme taşıdı. Bu birliktelik, sadece bir gazetecilik dayanışması değil; aynı zamanda Ağrı’nın sesi olmanın sorumluluğuydu.

Ben, her iki ustaya da teşekkür ediyorum.

Ağrı’yı yazan, anlatan, seven her kalem kıymetlidir. Çünkü bu şehir, yazılmaya ve hatırlanmaya değer bir şehir.

Bir sonraki yazımda Ağrı 1970 Spor’un Kahramanmaraş maçını değerlendireceğim.

Kalın sağlıcakla, Allah’a ısmarladık.