Malazgirt’in bir ruhu vardır.
Alparslan o ruhun hadimidir.
Kendinden kat be kat fazla olan Diyojen komutasındaki Bizans ordusuna galebe çalan ruhu bilmek gerekir.
AK Parti’nin ruhu da işte o ruhtur.
Alpars-lan’ların Selahad-din’lerin Erdoğan’ların ruhu aynı ruhtur.
O ruh yoksa biz de yokuz.
Bizi biz yapan ruh asıl o ruhtur.
Türk’ü de, Kürt’ü de, Arap’ı da, bilumum anâsırı bir arada tutan ruhtur o ruhtur.
O ruhtan yoksun Türk de Kürt de Arap da birer cesetten ibarettir.
O terbiyesiz dilinden dökülenlerin tümü kendisini tarifliyor aslında.
O dili bükmesini biliriz elbet.
Öfkemiz büyük.
Üzüntümüz de.
Benim kişisel üzüntümün sebebi sadece o sözler değil, o sözlerin sahibiyle aynı zihniyette olanların giderek aramızda itibar sahibi olmaları.
Diyojen zihniyeti diyorum, not edin.
O zihniyete sahip olduğu için ömrü hayatında Reis’e ve AK Parti’ye oy vermediğini göğsünü gere gere söyleyenler şayet AK Parti’den güç devşirmek saikiyle gelip itibarlı katlara yerleşebiliyorlarsa sorarım size üzülmez misiniz?
Bu üzüntümün kişisel nedenlerle olmadığını söylemek bile üzücü.
Bugün o sövgüde bulunan Diyojen’in edepsiz torunu yarın AK Parti’ye katıldığında bir de baş tacı edildiğini görseniz ne hissedersiniz?
Artık kendimize gelelim.
Özümüze dönelim.
Arınalım.
İçimizdeki Diyojen gibi inanıp yaşayanlarla zafer kazanamayacağımızı görelim.
O Diyojen artığının sövgüsüne tek kelimeyle dahi olsun anında cevap vermeyen aynı familyadan insanlarla yol yürünmeyeceğini
görelim gayrı.