DOLAR 32,5530 0.01%
EURO 34,8696 -0.04%
ALTIN 2.435,790,25
BITCOIN 2111395-2,80%
Ağrı
16°

KAPALI

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Mehmet Metiner: “Kürtlük hassasiyeti olan bir Kürt, Erdoğan düşmanı olabilir mi?”

Mehmet Metiner: “Kürtlük hassasiyeti olan bir Kürt, Erdoğan düşmanı olabilir mi?”

ABONE OL
12:57 | 20 Aralık 2022 12:57
Mehmet Metiner: “Kürtlük hassasiyeti olan bir Kürt, Erdoğan düşmanı olabilir mi?”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Demokrasi ve Birlik Derneği’nin Genel Başkanı Mehmet Metiner bugünkü köşe yazısında, Kürtlük hassasiyetine değindi.

Genel Başkan Metiner yazısında, “Öncelikle ve önemlilikle belirtmek isterim ki Kürtlük hassasiyeti, Kürtçülük/ırkçılık anlamına gelmez.

Kürtlük hassasiyeti dediğim şey şudur: Diyelim ki Kürt’sünüz. Vatandaşı olduğunuz ülkede etnik kimliğiniz inkâr ediliyor, ana diliniz yasaklanıyor, korkunç bir asimilasyon politikasına tabi tutuluyorsunuz, dahası türlü dışlamalara ve baskılara maruz kalıyorsunuz. Bu durumda etnik aidiyetiniz ekseninde hassasiyet göstermenizden daha doğal insani bir şey olamaz. Bu hassasiyete birilerinin Kürtçülük/ırkçılık yaftası yapıştırması, ayrıca bir haksızlık ve zulüm.

Ne yazık ki bu ülkede kabaca özetlediğim inkâr, asimilasyon ve baskı politikaları yaygın bir biçimde Kürtlük hassasiyetinin ortaya çıkmasını sağladı.

Bu hassasiyet kimi Kürtleri ırkçılığa sürüklemedi mi? Sürükledi elbette. Lakin Kürtçü/ırkçı/bölücü Kürtlerin sayısı hep azınlıkta kaldı.

Kürtlerin çoğunluğunun Kürtlük hassasiyeti hiçbir zaman ne ırkçılıkla-bölücülükle buluştu ne de şiddet ve terörle.

Kürtlerin makul çoğunluğunun haklı Kürtlük hassasiyetini kendi ideolojik iktidar mücadelesinde bir mobilizasyon aracı olarak kullanan malum örgütün ve partisinin “Kürtlük hassasiyeti” ise hep sözde kaldı.

Zira onlar için Kürt’ten ve Kürtlükten önce ideolojik öncelikleri önemliydi.

Ne yazık ki, makul Kürt çoğunluğunun hassasiyetleri vaktinde görülüp çözüme kavuşturulmadığı için, en fenası, yanlış terörle mücadele yöntemlerinin yol açtığı geniş mağduriyet alanı dolayısıyla, ideolojik iktidar savaşımını Kürtlüğün üstünde tutanların o malum cenahın, Kürtlerin travmalarını kendilerine göre dizayn etmeleri pek de zor olmadı.

AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın Başbakan sıfatıyla gecikmiş de olsa Kürtlere yönelik inkar, asimilasyon ve baskı politikalarını sonlandıran hamlesi, paradigmal düzeyde devrimci bir önemdeydi. Bir tür tarihsel milattı.

Bu devrimci hamle şayet vaktinde yapılmış olsaydı, yani makul çoğunluğun Kürtlük hassasiyeti en başta görülmüş olsaydı, ülkemizin bir “dağ sorunu” olmazdı. Dağa çıkanlar da bu denli bir toplumsal-siyasal desteğe asla sahip olamazdı. Süreç içinde terör sorunu sönümlenip giderdi.

Lakin her şeye rağmen Kürtler ve Kürtlük hassasiyeti bağlamında Erdoğan’ın attığı adımlar, başkaca yıkımlar ve kopuşların önünü almak bakımından hayati bir işlev gördü.

Erdoğan etnik kimliğin inkarından kaynaklı ve geniş çaplı acılarla sarmalanmış “Kürt sorunu”nu cesaretle sonlandıran bir lider olarak tarihe adını geçirdi.

Şimdi bu noktada durup sormak lazım: Erdoğan gibi bir lidere güya Kürtler ve Kürtlük adına düşmanlık yapanların, gerçekte Kürtlük hassasiyetiyle hareket ettikleri söylenebilir mi?

Bence bu sorunun cevabı, kesinlikle hayırdır.

***

Genel Başkanlığını yaptığım Demokrasi ve Birlik Derneği’nin 17 Aralık 2022’de Üsküdar’da gerçekleştirdiği “Türkiye Yüzyılında Kürtler” konulu panelde yaptığım konuşmada önemle vurguladığım hususlardan biri de şu oldu: Erdoğan’a düşmanlık eden bir Kürt’ün Kürtlüğünden de Kürtlük hassasiyetinden de şüphe duyarım. Evet, aynen dediğim buydu.

Şimdi bunu açmalıyım.

Bence Kürtlük hassasiyetine sahip hiçbir Kürt, Erdoğan’a asla düşmanlık edemez. Başka bir deyişle, Erdoğan’a düşmanlık eden Kürt’ün hassasiyeti ideolojik eksende olabilir ancak asla Kürtlük temelinde olamaz. O yüzden kim ki Erdoğan’a Kürtlük adına düşmanlık ettiğini söylüyorsa, bilesiniz ki kocaman bir yalanın sahibidir. Çünkü o düşmanlığın temelinde Kürtlük hassasiyeti değil İslam karşıtı bir ideolojik hassasiyet yatıyor.

O malum örgütün ve partisinin zerre kadar Kürt hassasiyeti olmuş olsaydı, bırakınız Erdoğan’a düşmanlık etmeyi, bir ömür boyu Erdoğan’ı başlarına taç ederlerdi. Ama onlar için Kürt inkarını ve asimilasyonunu sonlandıran, Kürtlerin ana dili olan Kürtçe’yi devlet katında muteber ve makbul bir dile dönüştüren, Kürtçe’ye kamusal alanda itibarlı bir konum kazandıran Erdoğan’ın bu yapıp ettiklerinin hiçbir kıymeti yok. Zira onlar Erdoğan’ın şahsında somutlaştırdığı değerler sistemine hiddetle ve şiddetle karşıdırlar. Kürtlük hassasiyetinden de yoksundurlar. Ama Kürt etnik kimliğinin inkarını, asimilasyonunu ve acımasız zulüm politikalarını devletin resmi ideolojisine dönüştüren CHP ile işbirliği yapmaktan kaçınmazlar. O CHP ile bir olup Erdoğan’ı devirmek için kolları sıvarlar. Bu ülkenin Kürtlerini CHP gibi bir partiye eklemlemeye çalışırlar. Erdoğan’ın Kürtler için attığı o cesur devrimci adımları önemsizleştirmek için Kürtlük maskesinin arkasına sığınıp kusur ve eksiklik aramaya koyulurlar. Lakin nedense Kürt inkarının ve zulmünün mucidi olan, dahası Kürtlere kan ve gözyaşından başka hiç bir şey sunmamış olan CHP’yi baş tacı ederler. CHP ile “demokrasi mücadelesi” için kol kola girmek gerektiğini söyleyip dururlar. Kürtleri de kendi cellatlarına âşık hale getirmek için türlü oyunlar çevirirler.

Niçin mi?

Çünkü o CHP ile ideolojik genleri bir de onun için. CHP nasıl ki Türkleri kendi ideolojisi doğrultusunda değiştirip dönüştürmek istiyorsa, o malum örgüt ve partisi de Kürtleri kendi ideolojileri doğrultusunda değiştirip dönüştürmek istiyor. Onlara göre Erdoğan “dinci”, kendileri de tıpkı CHP gibi “laikçi-seküler”…

İşte benim eleştirdiğim, Kürt maskesi takmış ama gerçekte Kürtlük hassasiyetiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu tip Kürtlerdir.

***

Kürtlük hassasiyeti olan veya Kürtlük hassasiyetini önceleyen bir Kürt asla Erdoğan’a düşmanlık etmeyi aklının ucundan dahi geçirmez. Zira Erdoğan Kürtler açısından bu dünyada kendisine düşmanlık edilmeyecek tek liderdir.

Sadece Kürtlerin etnik kimliği, anadili ve kültürü konusunda attığı adımlar için değil, Kürtlerin yoğun yaşadığı Doğu ve Güneydoğu bölgesine yaptığı devasa hizmetler açısından da Erdoğan Kürtlerin herkesten çok destekleyecekleri tek liderdir. Şayet Kürtlük hassasiyeti esas alınacaksa, bu tartışmasız böyledir.

Bir Kürt olarak gönül rahatlığıyla şunu söylemek isterim ki, Erdoğan, Türkiye Kürtlerinin de lideridir.

Erdoğan Kürtler için seroktur. Baş tacıdır.

Kürtler Erdoğan’la çok şey kazanmışlardır. Erdoğan’a kaybettirmek isteyenlerin Kürtlük hassasiyetlerinden o yüzden kuşku duyulur elbet.

***

Benim Erdoğan’a düşmanlık edenlerin Kürtlüğünden veya Kürtlük hassasiyetinden şüphe duyduğumu söylemem, işte bu bağlam içerisinde asıl tartışılmalıdır.

Sözlerimi bağlamından kopartıp çarpıtmaya hevesli olanlara diyeceğim şudur: Elbette bir Kürt ideolojik ve siyasi nedenlerle veya kendisine sunulan başkaca imkanlar dolayısıyla Erdoğan düşmanlığı yapabilir. Bir Türk nasıl yapabiliyorsa bir Kürt de yapabilir. Ama bunu yapan bir Kürt’ün karşımıza geçip bu düşmanlığımı “Kürtlük hassasiyeti” üzerine oturtması, utanç verici bir yalandan ve kandırmacadan ibarettir.

Kürtlük hassasiyeti üzerinden inşa edilmek istenen Erdoğan düşmanlığı, en başta Kürtlere kaybettirecek tehlikeli ve kirli bir oyun düzeneğinin parçasıdır.

Türkiye Kürtlerini Amerika’nın veya Avrupa’nın Kürt’üne dönüştürmek isteyenlerin Erdoğan düşmanlığının asıl sebebi de Kürtlük değildir.

O yüzden Erdoğan düşmanlığını varlık nedenlerine dönüştürenlerin, bizce, Kürtlük iddiaları da, Kürtlük hassasiyetleri de yok hükmündedir.

Umarım, ne dediğim ve niçin dediğim anlaşılmıştır. Sözüm, Kürtlük hassasiyeti üzerinden Erdoğan düşmanlığını temellendirmek isteyenleredir. Tıpkı bazı Türkler gibi bazı Kürtler de ideolojik mensubiyetleri dolayısıyla Erdoğan düşmanlığı yapabilirler. Bunda hiçbir beis görmeyiz. Benim itirazım, bu ideolojik düşmanlığa Kürtlük elbisesinin giydirilmesinedir. Aynı şey, Kürtler arası ilişkiler açısından da geçerlidir. Kürtlerin kendi aralarındaki ideolojik farklılıklara Kürtlük kisvesi giydirmeleri de yanlıştır. Kürtler arasında elbette ideolojik farklılıklar vardır. Bu farklılıkların Kürtlük üzerinden temellendirilmesi ziyadesiyle yanlıştır. Marksist-sosyalist ideolojisini terör-şiddet marifetiyle Kürtlere dayatmak isteyen ve Kürtler üzerinde silah zoruyla iktidar olmayı amaçlayan bir örgütün, gerçekte Kürtlerin özgür iradelerinin ve tercihlerinin önünde oluşturduğu sorun artık görülmelidir. Erdoğan düşmanlığıyla maruf silahlı örgütün ve partisinin Kürtlerin önemli sorunlarından biri olduğu gerçeğini görmeyenlerin Kürtlük hassasiyetinden de ayrıca şüphe ederim.

* * *

Kürtlerin Erdoğan’ı desteklemeleri ne kadar elzem ise Erdoğan’ın da Kürtlerin her düzeydeki temsiline herkesten daha fazla önem verdiğini göstermesi, devletimizin bekası ve milletimizin birliği açısından bir o kadar elzemdir.” dedi.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.