TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren Bursaspor'un deplasmanda Somaspor ile karşılaştığı müsabaka, sahadaki futboldan ziyade tribünlerden yükselen çirkin tezahüratlarla gündeme oturdu. Soma Nazım Yavuz Stadyumu’nda oynanan karşılaşma sırasında, Bursasporlu bir grup taraftarın eski milletvekili Leyla Zana’yı hedef alan cinsiyetçi ve küfürlü sloganları, spor camiasında ve siyaset dünyasında infiale yol açtı. Maçın önüne geçen bu olaylar, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve yargı makamlarını da harekete geçirdi.
Tribünlerden yükselen nefret söylemi, sadece sporun birleştirici ruhuna değil, toplumsal barışa da gölge düşürdü. Olayın sosyal medyada hızla yayılmasının ardından, hem hukukçular hem de demokratik kitle örgütleri bu durumu "açık bir nefret suçu" olarak nitelendirdi. Adalet Bakanlığı ve TFF Hukuk Müşavirliği, maçtaki görüntüleri ve ses kayıtlarını inceleme altına alarak sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Tribünlerdeki küfürlü tezahüratlara en dikkat çekici ve sert tepkilerden biri MHP kanadından geldi. Meclis Genel Kurulu'nda söz alan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Leyla Zana'yı hedef alan bu çirkin söylemleri şiddetle kınadığını belirtti. Akçay, tribünlerin sadece bugünü değil, Türkiye'nin siyasi tarihindeki önemli nezaket anlarını da unutmaması gerektiğini vurgulayarak, MHP'nin kurucu lideri Alparslan Türkeş ile Leyla Zana arasındaki geçmişe dayalı bir diyaloğu hatırlattı.
Erkan Akçay, 1992 yılında Leyla Zana'nın da içinde bulunduğu HEP heyetinin MHP Genel Merkezi’ni ziyaretini anımsatarak, Başbuğ Türkeş’in o dönemde gösterdiği devlet adamlığına vurgu yaptı. Akçay, "O görüşmede Alparslan Türkeş, Leyla Zana’ya 'kızım' diye hitap etmişti. Bu hitap, o dönemde kardeşlik hukukunun bir nişanesi olarak çok konuşulmuştu. Başbuğumuzun 'kızım' dediği bir şahsiyete yapılan bu küfürleri kabul etmiyoruz" diyerek tribünlerdeki nefret diline set çekti.
Olayın ardından tepkiler sadece MHP ile sınırlı kalmadı. AK Parti Bursa Milletvekili ve eski bakan Faruk Çelik de bir açıklama yaparak, Bursaspor taraftarının adının bu tür ırkçı ve cinsiyetçi söylemlerle anılmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Çelik, sporun inancı, dili ve kimliği ne olursa olsun insanları aynı heyecanda buluşturan evrensel bir değer olduğunu hatırlatarak, bu provokasyonlara karşı sağduyu çağrısında bulundu.
DEM Parti kanadından ise TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Leyla Zana şahsında tüm Kürt siyasetine yönelik bir saldırı yapıldığını savundu. Buldan, tribünlerde kullanılan bu dilin insan onuruyla bağdaşmadığını belirterek, sporun düşmanlık üretmek yerine saygı üretmesi gereken bir alan olması gerektiğini vurguladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da olayla ilgili adli sürecin titizlikle yürütüldüğünü ve tribünlerde provokasyonlara yer verilmeyeceğini belirtti.
TFF Hukuk Müşavirliği, Somaspor-Bursaspor maçındaki saha olaylarını ve "çirkin tezahüratı" mercek altına alarak her iki kulübü de Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk etti. Bursaspor’un 2025 sezonu boyunca saha olayları ve merdiven boşlukları gibi ihlallerden aldığı cezaların yanı sıra, bu son olayla birlikte seyircisiz oynama veya ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalabileceği konuşuluyor. Uzmanlar, bu tür nefret söylemlerinin tribünlerden temizlenmesi için emsal teşkil edecek kararların çıkması gerektiğini savunuyor.
Yaşanan bu üzücü olay, Türk futbolunda şiddet ve nefret diliyle mücadelenin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Sahanın içindeki rekabetin, sahanın dışındaki insan onuruna ve toplumsal değerlere saldırı noktasına gelmesi, sporun etik temellerini sarsmaya devam ediyor. Şimdi gözler, hem TFF’nin vereceği disiplin cezalarına hem de yargı makamlarının nefret suçu kapsamında yürüteceği soruşturmanın sonuçlarına çevrilmiş durumda.