DOLAR 32,5798 0.1%
EURO 34,9282 0.23%
ALTIN 2.425,560,12
BITCOIN 2086015-3,47%
Ağrı
21°

AZ BULUTLU

04:36

İMSAK'A KALAN SÜRE

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan suçlamalara yanıt geldi

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan suçlamalara yanıt geldi

ABONE OL
13:56 | 26 Temmuz 2020 13:56
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan suçlamalara yanıt geldi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş  Ayasofya Camii’ndeki ilk namazda tartışma yaratan Atatürk sözlerine cevap verdi

Cuma günü Ayasofya Camii’nde kılınan ilk namazda verdiği hutbede “Vakıf malı, dokunulmazdır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” sözleriyle Atatürk’ü kasttettiği öne sürülüp tepki çeken Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sözleriyle tefrika çıkarılmak istendiğini belirtti.

86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya Camii’nde kılınan ilk namazın cuma namazı olması nedeniyle bir hutbede veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, hutbede “Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vâkıfın şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Erbaş’ın bu sözlerle Mustafa Kemal Atatürk’e beddua okuduğunu savunanlar duruma tepki gösterdi. Bir açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanı “Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. ‘Uğramıştır’ demedim, ‘Çiğnerse lanete uğrar’ dedim.” ifadelerini kullandı.

Hürriyet gazetesinden Ahmet Hakan’a yazılı bir açıklama gönderen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, açıklamasında şunları söyledi:

“VAKFİYELERİN SONU BEDDUA İLE BİTER”

“Ayasofya hutbemde temas ettiğim “Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vâkıfın şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” ifadesiyle ilgili şu açıklamayı yapabilirim: Genel olarak vakfiyelerin sonu, vâkıfın bedduasıyla biter.

“Bu vakfımı kimler amacı dışında kullanırsa Allah’ın, meleklerin, peygamberlerin, tüm Müslümanların laneti onların üzerine olsun” şeklinde. Ben de hutbede buna atıfta bulundum. Sadece Ayasofya’yı değil tüm vakıf mallarını kastettim.

“GEÇMİŞİ DEĞİL, BUNDAN SONRASINI KASTETTİM”

Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. “Uğramıştır” demedim, “Çiğnerse lanete uğrar” dedim.

Atatürk 82 sene önce vefat etti. Vefat eden insanlara dua edilir, beddua değil. Geçen geçmiştir, Allah Teala da “tilke ümmetün kad halet, lehâ mâ kesebet ve leküm mâ kesebtüm” (Onlar gelip geçen bir ümmettiler. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz) (Bakara 141) ayetiyle bizi uyarmaktadır. Biz geçmişe takılmadan geleceğe bakmalıyız.

“MÜZEYE ATATÜRK’ÜN ÇEVİRİP ÇEVİRMEDİĞİ TARTIŞMALI BİR KONU”

Kaldı ki Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi hususunda Atatürk’ün dahlinin olup olmadığı da tarihçiler arasında tartışmalı bir konudur.

Velhasıl bizim millet olarak vakıf mallarını koruma konusunda çok titiz olmamız gerekir. Bunu sağlamanın tek yolu kanunlarla korkutarak olmamalı. Farklı yollarla vicdanlar harekete geçirilmeli ve inanç ilkeleri de devreye sokulmalı.

Diyanet İşleri Başkanı olarak bunu Müslümanlara hatırlatmak benim görevim. Ben görevimi yapıyorum. Ama birileri benim görevim gereği hatırlattığım hususlar üzerinden bilerek ya da bilmeyerek tefrika çıkarıyor.

“SÖZLERİMİ POLEMİK KONUSU YAPMAK İYİ NİYETLİ DEĞİL”

Bizim inancımızda vâkıfın (vakfedenin) vasiyeti nass hükmündedir. Ona uymak gerekir. Bunu Müslümanlara Diyanet İşleri Başkanının camide, hutbede hatırlatması son derece normal bir davranıştır, polemik konusu yapmak iyi niyetli bir tavır değildir. Allah yar ve yardımcımız olsun.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.