İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Sıkı yönetim ilan ediyoruz otobüslerde. Ya doğru kurala uyarlar ya da her üç ayda bir en güvensiz otobüs şirketlerini açıklarız.” dedi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dünyada en güvenli yolculuğun otobüslerle yapıldığını, Türkiye’de ise bu durumun tam tersi olduğunu belirterek, “Sıkı yönetim ilan ediyoruz otobüslerde. Ya doğru kurala uyarlar ya da her üç ayda bir en güvensiz otobüs şirketlerini açıklarız.” dedi.
Bakan Soylu, Milli Eğitim Bakanlığı, Shell Türkiye ve İstanbul Ticaret Üniversitesi iş birliğiyle başlatılan “Trafikte Küçük Hata Yoktur” başlıklı sosyal sorumluluk projesinin ikinci adımı olan Veli Seminerleri programına katıldı.
Üniversitenin konferans salonundaki etkinlikte trafik alanında yapılan çalışmaları anlatan Bakan Soylu, “Trafikteki can kaybı sayısı 2015’te 100 binde 9,6, 2017’de 100 binde 9,2 idi. Hem olay yeri hem hastane ölümleri… Bunu önce 2018’de 100 binde 8,1’e, 2019 sonunda da 100 binde 6,5 seviyesine indirdik.” dedi.
Avrupa ortalamasının 100 binde 5 olduğuna dikkati çeken Soylu, bu oranın Almanya’da 100 binde 3,8 olduğunu anlattı. Soylu, “Avrupa ortalaması olan 100 binde 5’i inşallah 2023 yılında, yani Cumhuriyetimizin ilk yüzyılında, temel hedefimiz her alanda olduğu gibi trafik alanında da bilançomuzun bizden sonraki gelecek nesillere mükemmel bir şekilde bırakmayı tesis etmektir. İddiamız budur.” diye konuştu.
Soylu, alınan tedbirler, havalimanı sayısının artması, yol standartları ve eğitim seviyesinin yükseltilmesiyle trafik kazası oranlarının da her geçen yıl azaldığını vurguladı.
2018-2019’da trafik kazalarında olay yerinde can kaybı sayısının yüzde 25 azaldığına dikkati çeken Soylu, “Bunun anlamı hastane ölümleri dahil olmak üzere bir yılda 1250 kişi daha az can kaybı yaşanmış demektir. 7 bin 427 bizim 2017’deki can kaybımızdır, 6 bin 675 bizim 2018’deki can kaybımızdır. 2019’u 5 bin 500 ile kapatacağız, hastane ölümleri olduğu için. Allah nasip ederse 2020’yi 5 bin seviyesinde kapatmayı, alacağımız tedbirler ve ortaya koyacağımız süreçlerle planlıyoruz.” diye konuştu.
Denetimle alınabilecek tedbirlerin bir noktaya kadar başarılı olduğunu kaydeden Soylu, trafik eğitimlerini önemsediklerini vurguladı.
“Denetimleri hem modernleştirdik hem de yoğunlaştırdık. Tuzak radar uygulamasından vazgeçtik. Ortalama hız koridoru uygulamasına geçiş gibi, maket trafik araçları gibi ve özellikle Türkiye için bir devrim sayılabilecek ‘yaya öncelikli trafik’ gibi birçok anlayışla yenilendik. 5 Ekim 2018’de de drone ve helikopterle trafik denetimine başladık. Bu da Türkiye’de ilk. O tarihten 6 Ocak 2020’ye kadar havadan denetimlerle düzenlediğimiz ceza tutanağı sayısı 119 bin 146. Yani sadece iş olsun, havada helikopterler gezsin diye değil, tamamen teknolojinin bütün imkanlarını hep birlikte yakalamaya gayret gösterdik.”
Fahri trafik müfettişlerinin de trafikte etkili olduğuna işaret eden Soylu, 14 bin yeni fahri trafik müfettişinin, eğitimlerini tamamlamalarının ardından 3-4 ay içinde trafik hayatına katılacağını bildirdi.
Böylece sayının 34 bine ulaşacağını belirten Soylu, “Yani attığımız adımlar sadece polis denetimine yönelik adımlar değildir. 19 bin trafik polisi sayımızı son üç yılda 27 bine çıkardık. Aynı zamanda 1500 trafik jandarma personeli sayımızı 4 bin 500’e çıkardık. Toplam 31 bin 500 sayısına ulaştık. 35 bine geleceğiz ve duracağız.” dedi.
Dünyada 2016’da 1 milyon 350 bin kişinin trafik kazalarında hayatını kaybettiğini hatırlatan Soylu, bunun 310 binini yayaların oluşturduğunu aktardı.
Soylu, Türkiye’de trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin yüzde 23,4’ünü, Avrupa’da ise 22,1’ini yolda kendi halinde yürüyenlerin oluşturduğuna dikkati çekti.
Kazalarda araç hızlarının can kayıplarına doğrudan etki ettiğini örneklerle anlatan Soylu, şöyle devam etti:
“30 kilometre hızla bir yayaya çarptığınızda yayanın hayatta kalma ihtimali yüzde 90. Ancak bu hızı 15 kilometre artırırsanız, yani 45 kilometre hızla çarparsanız hayatta kalma şansı sadece yüzde 50. 80 kilometre hızla çarparsanız ki Allah göstermesin, hayatta kalma şansı hemen hemen yok gibidir. İşte bu noktalardan hareketle Karayolları Trafik Kanunu’nun 74’üncü maddesinde yapılan bir düzenlemeyle ‘yaya öncelikli trafik’ anlayışına geçtik ve can kayıplarında ciddi azalış elde ettik.”
“Hiçbir can kaybına alışamayız ve kabullenemeyiz.” diyen Soylu, haberlerde görülen en küçük can kaybı rakamının bile bir aile için yıkım olduğuna işaret etti. Yetişmiş bir insanın kaybedildiğini vurgulayan Soylu, “Her şeyi yetiştirebilirsiniz ama insanın yetişmesi bambaşka bir şeydir.” diye konuştu.
ABD’de bir sigorta şirketinin trafik kazalarına ilişkin yaptığı araştırmadan bilgiler paylaşan Soylu, şöyle devam etti:
“ABD’deki trafik kazalarında ilk sırada dikkatin dağıldığı sürüş, ikinci sıra aşırı hız, oysa biz aşırı hızı birinci sıra görüyoruz, üçüncü sırada alkollü araç kullanmak, dördüncü sırada dikkatsiz sürüş, beşinci sırada ise onlar havanın yağmurlu olması olarak görüyor. Farkettiyseniz birinci sıradaki dikkatin dağıldığı sürüş ile dördüncü sıradaki dikkatsiz sürüş ayrı başlıklar olarak sıralanmış. Dikkatin dağıldığı sürüşü; trafikte cep telefonu kullanmak, direksiyon başında yemek yemek veya bir şeyler içmek olarak tanımlamışlar. Yani sürücü normalde dikkatli ama dikkati bunlarla dağılıyor. Dikkatsiz sürüşse yola bakmadan şerit değiştiren, yol işaretlerini gözardı eden, pervasızca araç kullanmak, diğer araç sürücülerini ve yol kullanıcıları önemsememek olarak ifade edilmiş.”
ABD’de gerçekleşen ölümlü trafik kazaları sayısının Türkiye’nin iki katı olduğuna değinen Soylu, ABD’de trafik kazalarında ölüm oranının 100 binde 12,4, İngiltere’de ise 3,1 olduğunu belirtti.
2018 yılında Çocuk Trafik Eğitim Parklarında 132 bin öğrenciye, 2019’da ise yaklaşık 150 bin öğrenciye eğitim verildiğinin altını çizen Soylu, bu yıl hedefin 500 bin olduğunu kaydetti.
Eğitim kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ve TRT ile protokoller yapıldığını anlatan Soylu, “İki özel yapım mobil trafik tırımızı, ilk önce emniyetle yola çıkardık. Sonra ona bir daha ilave ettik, şimdi bir de jandarmamıza ilave ettik. 2019 yılında 244 okulda 17 bine yakın öğrenciye eğitim verdik. Tırlarımızı da nereden aldığımızı merak ediyor musunuz? Onu da söyleyeyim de oradaki bilinmezlik ortadan kalksın. Para vermiyoruz, hani bu tırlar uyuşturucu taşıyor ya… Onlara el koyuyoruz, çocuklarımıza eğitim tırı olarak kullanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Soylu, büyüklere yönelik eğitimlerin de devam ettiğini aktarırken, “Son 5 yılda kusurlu olarak en çok kaza yapan sürücüleri çektik. Aslında bu sigorta şirketlerinin işi ama biz kendi üzerimize aldık bu işi. 3 bin 50 sürücüye tekrar eğitim verdik. Yani bizim meselemiz sadece ceza yazmak değil. Sürücü ve yayaya davranışları değiştirmeye çalışıyoruz ve bunu geleceğe yayıyoruz. Çünkü bugün kazaları önlemek için yaptığımız denetimleri ve yatırımları yarın tekrar yapmak istemiyoruz. Yarın aynı yatırımları yapmak, aynı bedelleri ödemek istemiyoruz. Tekrar işi başa döndürmek istemiyoruz. Bu işi bu dönem bitirmemiz lazım.” dedi.
Otobüs sektörü temsilcilerinin iyi niyetli çabaları boşa çıkardığını anlatan Soylu, firma sahiplerine ve sektörün temsilcilerine seslendi.
Yaklaşık 2,5 yıldır otobüs sektöründeki ihmal ve düzensizliklerle mücadele ettiğini belirten Soylu, şunları kaydetti:
“Allah rızası için bir bakan arkadaşınız, bir bakan kardeşiniz olarak sektöre yalvarıyorum: Yaklaşık 2,5 yıldır bu sektörle uğraşıyorum, onlar da iyi biliyorlar. Defalarca toplantı yaptık, defalarca karşı karşıya geldik, defalarca valilere çağırttım, defalarca oradaki trafik müdürlerimiz veya jandarma komutanlarımız çağırdılar, ‘Ne olursunuz dikkat edin.’ dediler. Bakın, dünyanın en güvenli yolculuğu otobüs yolculuğudur. Kusura bakmayın, Türkiye’de şu anda en güvensiz yolculuk otobüs yolculuğudur. Buradan bütün otobüs şirketi sahiplerine, Allah’ınızı severseniz, kurallara siz uyun. Otobüs şirketi sahiplerine sesleniyorum? Kurallara siz uyun. İki şoför kullanacağınız yerde bir şoför kullanıyorsunuz. Ne yaptıklarını da çok iyi biliyorum. İki ehliyeti alıyorlar, uyumak yok, dinlenmek yok, ehliyetin biri takometreden çıkıyor diğeri takometreye giriyor. Bu bir cinayettir. Defalarca iyi niyetle söyledim, defalarca toplantılar yaptık, defalarca onlarla karşı karşıya geldik bu kadar meselenin içerisinde. Çünkü Allah korusun son 10-15 günde, 20 günde dikkatsiz sürüşten, yorgunluktan o kadar otobüs kazaları var ki Allah’tan büyük ölümlere sebebiyet vermiyor.”
Soylu, geçmişte uzun yola çıkılacağı zaman güvenli olduğu için otobüslerin taksilerden daha sık tercih edildiğini söyledi.
Taksi, kamyonet ve otobüs kazalarına ilişkin güncel verileri aktaran Soylu, “Taksilerde trafik kazası kendi içerisinde toplam 0,9, kamyonlarda 1,1, otobüste 1,5. Böyle bir şeyi bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Buradan söylüyorum, yanlış anlamasınlar ve beni de bağışlasınlar. Trafik Dairesindeki arkadaşlarıma, jandarmadaki arkadaşlarıma söyledim. Sıkı yönetim ilan ediyoruz otobüslerde. Ya doğru kurala uyarlar ya da her üç ayda bir en güvensiz otobüs şirketlerini açıklarız.” diye konuştu.
Projenin tanıtım videosunun izletildiği etkinlikte, MEB Trafik ve Sürücü Eğitimleri Daire Başkanı Abdullah Süslü, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Öztürk Oran, Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu, Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, Shell Türkiye Başkanı Ahmet Erdem ve projenin koordinatörü Fatih Aysal da konuşma yaptı.