Ağrı’da Coronavirüs Gerçeği İle Yüzleşmek

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İlk olarak Çin’de görülen daha sonra dünya’yı etkisine alan ölümcül virüs. Öncelikle “ CORONAVİRUS” nedir onu bilmek gerekir.

Bu virüs İnsanlarda ve hayvanlarda hastalığa yol açabilen ve birçok türü bulunan virüslere verilen genel isimdir. Bu virüsü 20. Yüzyıl boyunca farklı şekillerde ortaya çıkmıştır. Belki de 21. Yüzyılın en büyük felaketi olarak gösterilebilir.

Bu virüs nasıl ortaya çıktı ?

Kimleri etkiledi ve ne tür hasarlara sebep olabilir?

Bu sorulara cevap verebilmek için virüsün ortaya çıktığı ilk günlere gidelim. Virüs 2019 yılının son günlerinde Çin’in Hubei Eyaleti’ne bağlı Wuhan şehrinde ortaya çıkmıştır. Bana göre ise Aralık ayında değil de daha önce ki aylarda ortaya çıktığıdır. Fakat Çin’in yeterli önlemi almadığı için kısa sürede yerel olan bir virüs Uluslararası bir virüs haline gelmiştir. Çin’e göre İlk Vaka 23 Aralık 2019 tarihlerinde Wuhan’daki bir hastaneye yatırılan hayvan pazarında balık satıcısı olan 49 yaşında bir kadındır. Bir hasta ile ortaya çıkan bu virüs şuan binlerce insanın ölümüne ve milyonlarca insanın ise hastalanmasına sebep olmakta.

Şimdi yerel düzeyde bakacak olursak. Serhat vilayeti Ağrı’da ilk zamanlarda vaka sayısı sınırlı iken yazın gelmesiyle beraber taziyeler, düğünler ve akraba ziyaretleri ile zirve yapmıştır. Belki de çok basit birkaç önlem yeterli olabilirdi şehrimizde virüsün yayılmasını engellemeye.

Bu kapsamda 4 s kuralını uygulamak bizi ve toplumu bu yıpratıcı illeten kurtarabilirdi

Birincisi hayatımızda olmazsa olmazımız. Sabun bu virüste çok önemli. Eve geldiğimizde veya herhangi bir ortamda bulunduğumuzda düzenli olarak ellerimizi yıkamamız gerekir. İnancımız gereği de temizlik imandan gelir.

İkinci S olarak karşımızı su çıkmaktadır. Su kaynakları bakımından zengin bir ülkeyiz. Vücudumuzun % 70 su ile kaplıdır. Düzenli olarak günde ortalama 2 litre su içmek gerekir. ( Ben bu kuralda yer alan sirke yerine suyu kullanmayı daha uygun gördüm).

Bir diğer s olarak karşımıza sarımsak çıkmakta. Bu salgın döneminde günde bir diş sarımsak yersek vücut direncimiz artar ve salgına karşı daha güçlü hale gelebiliriz.

Son s olarak ise Anadolu insanının en çok sevdiği beklide evinde olmazsa olmazı soğanı düzenli olarak tüketmemiz gerekir.

Bu 4 s düzenli olarak yerine getirilmesi halinde virüsün bize bulaşma riski azalır. Ve bu süreçte sosyal mesafe kurallarına uymamız gerekir. Salgın boyunca hem kendi sağlığımız için hem de toplumun sağlığı için maskesiz çıkmayalım.

Şimdi Ağrı özelinde bu salgına bakacak olursak

Yeni Vali Osman Varol’un atamasıyla beraber. Virüs kapsamında birtakım tedbirler alındığı görülmektedir.

Bu minvalde ilk olarak Cumhuriyet Caddesi kapatılmıştır.

Akabinde asker geceleri yasaklandı.

Daha sonra taziye evleri kapatıldı.

Ve son zamanlarda ise düğünlerde sosyal mesafe kuralı getirilip düğün yemekleri kaldırıldı.

Son olarak ta Ağrı genelinde maskesiz sokağı çıkma kararı alındı.

Bu tedbirler ile inanıyoruz ki kısa sürede Ağrı’da vaka sayılarında azalmalar meydana gelecektir. Ama bir tarafta bu kararlar alınırken diğer tarafta ise halkın bir boş vermişlik içinde olduğunu görmekteyiz. Halen halk bu yasakları uygulamamakta ısrarlı maskesiz gezmekte.

Ağrı’da koronavirüs yok demek isterdim. Fakat halkımız vaka yokmuş gibi yaşamlarına devam ediyorlar. Olan vakaları bile kabullenmek istemiyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın günlük olarak yayınlamış oldukları virüs haritasına bile inanmak istemiyorlar. Ama Ey halkım size kötü bir haberim var. Ağrı’da vaka var ve günden güne daha fazla artış göstermekte. Ağrı’da koronavirüs halk tarafından ciddiye alınmamakta caddeler ve sokaklar çok kalabalık sanki virüse inat herkes dışarıda. Sanki virüs yokta herkes tatil havasında . Ve biz gezdiğimiz sürece de virüs yayılmaya devam edecektir.

Sağlık Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu haritaları inceleyip halkımızı bilgilendirmek en mühim görevimiz. Haritalarda ilk vakanın 10 Mart tarihinde görüldüğü, şüpheli evde izlem, ağır hasta ve hastanede tedavi olarak ayrılmış ve renklendirilmiş.

Ağrı’da ilk zamanlarda Yeşil renk yoğunlukta iken zamanla bu rengin yerini Mor almıştır. son zamanlarda ise bu iki rengin yanında Kırmızı ve Mavi renklerin artış içinde olduğunu görmekteyiz. Yani hastaların çoğunluğu ya evde izlenmekte yada orta derece hasta olup hastanede gözetim altına alınmakta iken bu oran gittikçe tersine dönmekte ve günden güne virüsü daha fazla kişiyi etkilemekte.

Bu köşe yazısından sonra biliyorum ki beni arayanlar olacak. Bizim köyümüzde, bizim ilçemizde veya mahallemizde salgın yok diyecekler. Bizde yok demeyi isterdik fakat salgın her yerde. Korkmanıza gerek yok tedbir almanız yeterli.

Panik yok tedbir var. Şehrimizde olduğunu bilin ve kabullenin ona göre tedbirler alın. Siz her ne kadar yok deseniz de var. Sizleri kandırıp yok deyip dışarıya akın etmenize gönlümüz el vermezdi.

Değerli dostlar, SAĞLIKLA KALIN, EVDE KALIN, SİZ VE SEVDİKLERİNİZ İÇİN MASKE KULLANIN, KORONAVİRÜSÜ ASLA HAFİFE ALMAYIN!!!