Ağrı

Ağrı Belediyesi’nin Otobüs Tahsisi Kararı Belgelerle Açıklandı, Ancak Soru İşaretleri Sürüyor

Ağrı Belediyesi’nin Ovakışla Belediyesi’ne toplu taşıma aracı tahsis etmesine ilişkin karar, kamuoyunda oluşan tepkilerin ardından belediye tarafından yapılan açıklama ve paylaşılan belgelerle gerekçelendirildi.

Ağrı Belediyesi’nin Ovakışla Belediyesi’ne toplu taşıma aracı tahsis etmesine ilişkin karar, kamuoyunda oluşan tepkilerin ardından belediye tarafından yapılan açıklama ve paylaşılan belgelerle gerekçelendirildi. Belediye yönetiminin, tartışmalar üzerine kamuoyunu bilgilendirme çabası, medya ve basın açısından önemli ve değerli bulunuyor. Özellikle Belediye Başkanı Hazal Aras’ın eleştirileri dikkate alarak açıklama yapması, şeffaflık adına olumlu bir adım olarak görülüyor.

Ancak paylaşılan belgeler incelendiğinde, bazı teknik ve hukuki eksikliklerin dikkat çektiği de gözden kaçmıyor. Ovakışla Belediyesi tarafından gönderildiği belirtilen dilekçede;
– tarih bilgisinin yer almaması,
– e-belge doğrulama kodlarının bulunmaması,
– evrakı hazırlayan birim ve personel bilgilerinin, İçişleri Bakanlığı’nın resmi yazışma standartlarında görüldüğü şekliyle açıkça yer almaması,
belgenin resmî niteliği konusunda kamuoyunda doğal olarak soru işaretleri oluşturuyor.

Söz konusu dilekçe, eğer e-imza ile gönderilmişse, normal şartlarda doğrulama kodu, tarih ve sistem bilgilerini içermesi beklenirdi. Belgede yalnızca Ovakışla Belediye Başkanı Baran Turan’ın isminin yer alması, ancak teknik doğrulama unsurlarının bulunmaması, belgenin usul yönünden daha dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Bu noktada altı çizilmesi gereken bir diğer husus ise; yapılan tahsisin geçici süreyle olmasıdır. Belediyenin açıklamasında aracın 3 yıl süreyle ve mülkiyeti Ağrı Belediyesi’nde kalmak kaydıyla tahsis edildiği belirtilmiş olması, sürecin kalıcı bir kayıp yaratmadığı yönünde tek sevindirici unsur olarak değerlendiriliyor. Ancak bu durum da sürecin takip edilmeyeceği anlamına gelmiyor.

Kış sezonu sona erdikten sonra, Nisan ve Haziran aylarında, söz konusu aracın geri getirilip getirilmediği konusu mutlaka gündeme taşınacaktır. Nihayetinde tahsis edilen araç bellidir, plakası bellidir, süresi bellidir. Bu nedenle konunun takibi yapılacak, gerekli sorular ilgili muhataplara yöneltilecektir.

Öte yandan, belediye gibi kurumsal yapılardan yapılan açıklamalarda ve paylaşılan resmî evraklarda, bu belgeleri okuyup değerlendirebilecek uzmanların var olduğu da hesaba katılmalıdır. Küçük görülebilecek bir belge detayı bile, kamuoyunda güven algısını doğrudan etkileyebilmektedir. “Bir araçtır, basit bir konudur” yaklaşımı, kamu yönetimi söz konusu olduğunda yeterli bir açıklama olarak görülmemektedir.

Bir diğer tartışma başlığı ise coğrafi ve ekonomik öncelik meselesidir. Eğer Ovakışla Belediyesi’nin acil bir ihtiyacı söz konusuysa, bu talebin öncelikle aynı il sınırları içindeki büyük belediyelere ya da ekonomik gücü daha yüksek şehir yönetimlerine iletilip iletilmediği de sorgulanmalıdır. Kamuoyunda, “neden bu talep başka illere yöneltilmedi” sorusu da karşılık bulmaktadır.

Bu sorgulama, siyasi ya da ideolojik bir yaklaşımın ürünü değil; yerel kaynakların öncelikle kendi kentinin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılması gerektiği yönündeki yaygın bir beklentinin yansımasıdır. İki kardeş belediye anlayışı elbette değerlidir; ancak her kardeşin kendi imkânları ölçüsünde sorumluluk alması da kamu vicdanının doğal bir talebidir.

Sonuç olarak; Ağrı Belediyesi’nin yaptığı bilgilendirme açıklaması önemli ve gerekli görülmekle birlikte, paylaşılan belgelerin şekil ve içerik yönünden tartışmaya mahal vermeyecek açıklıkta olması gerektiği de açıktır. Bu konu, polemik üretmek için değil; kamu yararı, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde ele alınmalı ve takip edilmelidir.

Şehrin asıl gündemi elbette bu tür tartışmalar olmamalıdır. Ancak kamu kaynakları söz konusu olduğunda, sormak, sorgulamak ve izlemek hem basının hem de kamuoyunun en doğal hakkıdır. Bu dosya da bu anlayışla mercek altında tutulmaya devam edecektir.