DOLAR 32,5938 0.35%
EURO 34,7628 0.01%
ALTIN 2.495,270,45
BITCOIN 20257491,25%
Ağrı
16°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

‘Azzam aşırılıktan uzaktı, medyanın adaletsizliğine uğradı’

‘Azzam aşırılıktan uzaktı, medyanın adaletsizliğine uğradı’

ABONE OL
18:24 | 06 Ekim 2020 18:24
‘Azzam aşırılıktan uzaktı, medyanın adaletsizliğine uğradı’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sovyetler Birliği‘nin işgali karşısında verilen Afganistan mücadelesinin “manevi babası” olarak bilinen Filistinli Abdullah Azzam‘ın eşi Semira Muhyiddin (71), eşinin sivillere ve masum insanlara yönelik saldırılara karşı son derece hassas olduğunu ifade ederek, onu medyanın adaletsizliğine maruz kalmış biri olarak tanımladı.Pakistan’ın Peşaver kentindeki Mücahit Hizmetleri Bürosu Kadın Komitesi’nde daha önce Başkanlık görevinde bulunan Muhyiddin, AA muhabirine verdiği mülakatta, eşinin her zaman aşırılıktan uzak olduğunu belirterek, onun sivillere düzenlenen saldırılar konusundaki tutumuna ilişkin, “Eşim, Ruslar ya da diğerleri olsun, hiç kimsenin siviller ve masumlara saldırı düzenlemesine izin vermedi. Her zaman ‘biz sadece bize ve topraklarımıza saldıranlarla savaşıyoruz’ derdi.” ifadesini kullandı. Muhyiddin, Müslümanlara kendi topraklarında saldıran İslam düşmanlarıyla, her yerde mücadele ettiklerini belirterek, “Terörist ifadesi nereden çıktı, bilmiyorum. Eşim, asla Hristiyanlar ya da Amerikalılar aleyhinde savaş çağrısı yapmadı. Hiç kimse, Abddullah Azzam zamanında masum insanların ve sivillerin öldürüldüğü eylemlerin düzenlendiğini iddia edemez.” dedi.

“Azzam zamanında, Afganistan’daki mücadele samimiydi”

Abdullah Azzam’ın eşi, Afganistan’daki cihatla Sovyetler Birliği askerlerinin ülkeden çıkarıldığını ifade ederek, “Abdullah Azzam zamanındaki Afganistan mücadelesi, halis, saf ve samimiydi.” görüşünü dile getirdi. Muhyiddin, Afganistan’daki mücadeleyi sabote etmek adına bazı iddiaların ortaya atılmasının beklenen bir durum olduğunu ancak eşinin mücadelenin lideri sıfatıyla iddia edildiği gibi “sabotaj eylemleri için ne kimseye talimat verdiğini ne de buna müsaade ettiğini” vurguladı. Afganistan’daki mücadeleye (1979-1989) dünyanın dört bir yanından Müslümanların geldiğini hatırlatan Muhyiddin, “Allah’ın izniyle ülkeyi Sovyet işgalinden kurtardılar.” ifadelerini kullandı.Muhyiddin, Afganistan’daki mücadele sırasında Tacikistan’dan gelen Müslüman bir kadının kendisine söylediği, “Afgan mücadelesinden önce ne cihat, ne İslam dini ne de namaz bilirdik.” sözlerini tekrarlayarak, “O halde cihat nasıl olumsuz olabilir? Gerçek cihat ehli tarafından bilinir.” diye konuştu. Gençlerin halihazırda Abdullah Azzam’ın kitaplarını okuduğunu ve onun kitaplarıyla büyüdüklerini söyleyen Muhyiddin, Filistin’de önde gelen mücahitler ve bu yolda şehit olanların adım adım Azzam’ın fikirleriyle yetiştiğine ilişkin söylemlerine dikkati çekerek, tarihin dürüst şahsiyetleri asla unutmayacağını ifade etti.Muhyiddin, Azzam ve mücahit arkadaşlarının, İslam dünyasındaki bazı medya organlarında adaletsizliğe maruz kaldığına işaret ederek, “Şeyh Azzam ve arkadaşlarının görüşlerinin izah edilmesi konusunda yetersiz kaldığımız için o medyada adaletsizliğe maruz kaldı.” dedi.

Filistin’i geride bıraktığı iddiaları

Muhyiddin, eşinin Filistin’i geride bırakarak, Afganistan’da mücadele verdiğine ilişkin söylemler hakkında ise şu ifadeleri kullandı:”Filistin’i terk ederek Afganistan’daki cihada gittiğine ilişkin söylemlerin tamamı iftira. Şeyh Azzam, Filistin’de direnişin kurucularından. Şeyh Azzam, Filistin’de siyonist işgal güçleri karşısında mücadele veren arkadaşlarıyla birlikte Ürdün’ün kuzeyindeki kamplarda (Kavaid eş-Şuyuh) kendisini hazırladı. Bu kamplara destek adına fon toplanmasında kadın-erkek birlikte çalıştık. Bu cihat, yetkililer tarafından engellenene kadar 3,5 yıl devam etti.”Eşinin Afganistan’daki mücadelesini makam, mevki ya da şöhret için değil şehadete karşı duyduğu sevgiyle verdiğini vurgulayan Muhyiddin, bu konudaki problemin ne olduğunu ve neden hiç kimsenin 3,5 yıllık dönemi dile getirmediğini de şaşkınlıkla takip ettiklerini aktardı.Muhyiddin, eşi Şeyh Azzam’ın Amman’daki Ürdün Üniversitesi’nde görevini yürütürken aynı zamanda gençleri de izci kamplarında eğittiğini belirtti.

Azzam’ın Afganistan’a geçiş süreci

Muhyiddin, eşinin üniversitedeki işini bırakarak 1 yıllığına Suudi Arabistan’a gittiğini oradan da Afganistan’daki cihadın yakınında olmak için İslamabad’daki İslam Üniversitesi’ne geçtiğini ifade etti.Eşinin, Afganistan’daki olayları okumaya başladıktan sonra oradaki cihadın gerçek mücadele olduğunu ve Müslümanların işgalcilerle mücadelede yer alması gerektiğinin farkına vardığını belirten Muhyiddin, dolayısıyla “Şeyh Azzam’ın yapması gereken şeyin Afganistan’da işgalcilere karşı mücadele etmek olduğuna” karar verdiğini aktardı. Muhyiddin, eşinin, cihadın her türlüsünde yer aldığına işaret ederek, şunları kaydetti:”Bu nedenle İslam düşmanları, Afganistan’da 8 yıl devam eden mücadelesinin ardından Azzam’ın kendileri için tehlikeli olduğunu anladı. Ondan kurtulmak için planlar yapmaya başladılar. İsrail istihbarat teşkilatı Mossad ile Amerikalılar onu öldürmek için birkaç kez suikast girişiminde bulundu.”Batı Şeria’nın Cenin kentinde 1941’de dünyaya gelen Şeyh Abdullah Azzam, Filistinlilerin öncü davetçileri arasında yer alıyor. Şeyh Azzam, 80’lerde Afganistan’daki Sovyet işgaline karşı mücadeleye katılım için, gönüllü Arapları organize etmesiyle bilindi. Azzam, 1989’da Pakistan’ın Peşaver şehrinde 48 yaşındayken uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi.

 

Anadolu Ajansı tarafından geçilen tüm haberlerde AgriHurses.net editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Haberler web sayfamızda otomatik olarak site kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.